Otomotiv Test Merkezi’nin Yeri Sakarya


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, SATSO tarafından kurulması planlanan Otomotiv İhtisas OSB’sine destek verirken, Otomotiv Test Merkezi’nin yerinin de Sakarya olduğuna işaret etti.

Yalova’da yapılan ‘İş Dünyasına Yön Verenler” ödül törenine katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile bir araya gelen SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul, Sakarya ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak yeni organize sanayi bölgeleri için çalışma yaptıklarını belirterek, kuracakları Otomotiv ve Gıda İhtisas OSB’leri hakkında bilgi verdi.

Sakarya’nın geleceğinin otomotiv olduğunun altını çizen Kösemusul, “Karasu’da yapımına başlanan Limanımızın yanında, limanımızla bağlanacak olan demiryolu hattının da hizmete girmesiyle Sakarya sadece bölgenin değil, Türkiye’nin de en cazip ve yatırımcı için avantajlı merkezi olacak. Biz bu avantajı otomotive yönelik kullanmak istiyoruz. Otomotiv devlerini şehrimize yatırımı davet ederken, onları bir araya getirecek olan Otomotiv İhtisas OSB’si kurmak içinde çalışmalara başladık” şeklinde konuştu.

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Kösemusul, Türkiye’de ilk kez kurulacak olan Otomotiv Test Merkezi için en uygun bölgenin de Sakarya olduğunu belirterek, yapılan çalışmalar hakkında da Hisarcıklıoğlu’na bilgi verdi.

Daha önce Karasu İlçesi’nde bir çalışma yapıldığını kaydeden Kösemusul, “Sayın Valimiz ile birlikte yaptığımız görüşmeler sonucu Pamukova İlçemizde bu merkez için aranan şartlara daha uygun bir arazi bulundu. Daha önceden hava alanı kurulması düşünülen bu arazinin Otomotiv Test Merkezi için uygun olduğu kanaatindeyiz. Bu merkezin Sakarya’mızda yapılması için sizin de desteğinizi bekliyoruz,” dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Sakarya’nın geleceğin otomotiv şehri olacağını belirterek, Otomotiv İhtisas OSB’si için de, Otomotiv Test Merkezi’nin Sakarya’da kurulması içinde her türlü desteğe hazır olduğunu söyledi.

SATSO’nun Otomotive yönelik yaptığı çalışmaları çok başarılı bulduğunun da belirten Hisarcıklıoğlu; “İstanbul, Bursa ve Kocaeli sanayiye doymuş şehirler. Sakarya yeni yatırımlar için bölgenin en cazip merkezi. Otomotivde özellikle işçilikte Dünya’da sıfır hata ile ürettiği TOYOTA ile kendini kanıtlamış bir şehir. Otomotivde işçilik çok önemli. Gelecekte otomotivin kalbinin Sakarya’da atacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Kobiline Bilgi Merkezi  0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

Hibe Fonları Proje Olmadığı İçin Geri Döndü

Geçen yıl Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığı ile kırsal kalkınma için AB’den sunulan fondan sadece 13 milyon euro kullanılırken, 66 milyon euro ise proje üretilemediği için tekrar AB’ye döndü.

TKDK Aksaray İl Koordinatörü Selim Biçen, yaptığı açıklamada, AB bütçesiyle kurulan TKDK’ nın Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterdiğini söyledi.

AB’nin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yoluyla Türkiye’ye katılım öncesinde 1,2 milyar euroluk bir bütçe ayırdığını ve bunun kırsal yatırımda kullanılmasını istediğini dile getiren Biçen, 2007 yılından itibaren de bu bütçenin Türkiye’ye kullandırıldığını ifade etti.

İçinde Aksaray’ın da bulunduğu 42 ilde TKDK’ nın AB fonlarını girişimcilerle buluşturmaya çalıştığını anlatan Biçen, bu sene minimum 131 milyon euro kullanılabileceğini, bu rakamın 500 milyon euroya kadar artırılabileceğini vurguladı.

Biçen, bu parayı proje karşılığında girişimcilere vermeyi umut ettiklerini, ancak 2012 yılında kullanılabilen miktarın 13 milyon euroyla sınırlı kaldığını anımsatarak, ”66 milyon euro kadar bir miktarı AB’ye geri göndermek zorunda kaldık. Girişimcilerimizden bu fonların tekrar AB’ye geri dönmesini engellemek için bize projelerle başvurmalarını bekliyoruz. Bu fonları biz kullanamazsak, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkeler kullanabilir” diye konuştu.

Fonların Bir Kısmını Zamanında Aidat Olarak Ödedik

Amaçlarının; bu fonların kullanılmasını ve Türkiye’de kalmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Biçen, şunları kaydetti:

Biz 1960’lı yıllardan bu yana üyelik için AB’ye birçok fon aktardık. Burada kullanılacak fonların bir kısmını biz zamanında aidat olarak ödemiş bulunmaktayız. Eğer vatandaşımızın bizim de yardımımızla proje hazırlamasını sağlarsak, bu paralar Türkiye’de kalacak. Her 2 ayda bir çağrımızı yenileyeceğiz. Aksaray’da AB fonlarının kullanılması için ilk çağrıya 15 Şubat-15 Mart arasında başlıyoruz.

Çok fazla alanda fon kullandırabiliyoruz. Kırsal alanda pastane, restoran yapımından tutun, termal tesis ve otellere, soğuk hava depolarına kadar destek veriyoruz. Ancak öncelikli alanlarımızdan sütçülük ve besicilikte 1 milyon euroya kadar, yatırımların yüzde 65’ine kadar destek veriyoruz. Tıbbi aromatik bitkilerden süs bitkileri yetiştiriciliğine, arıcılık, seracılıktan meyve, sebze toplama ve paketleme tesislerine kadar birçok alanda desteklerimiz var.”

Projeyi Siz Yapın Bize Verin Diyorlar

Bu fonların yeterince kullanılmamasını Anadolu’da proje hazırlama kültürünün henüz yeterince gelişmemesine bağlayan Biçen, ”En büyük sorun bu. Köylere, kasabalara gittiğimizde vatandaş, bize ‘projeyi siz yapın bize verin’ diyor. Birçok insan proje yazmanın ne olduğunu bilmediği için bu konu onlara çok yabancı geliyor” ifadelerini kullandı.

Danışma firmalarının yatırımcının kafasındaki hayali kâğıda dökmesine yardımcı olduğuna işaret eden Biçen, danışmanların dosyayı, iş planını, sürdürülebilirliği, bütçeyi hazırladığını, fikirleri projeye ve somut yatırıma dönüştürdüğünü aktardı.

Biçen, danışma firmalarını da eğittiklerini, yürüttükleri çalışmalarla Aksaray’da birkaç ay içinde 6 danışma firmasının kurulmasının gelecek için umut verici olduğunu kaydetti.

Aksaray Bölgenin En Şanslı İli

Aksaray’ın yatırım konusunda çok şanslı bir dönemi yaşadığının altını çizen Biçen, yeni teşvik sisteminde Aksaray’ın 5. bölgede yer aldığını, yatırımcıların örneğin sucuk veya pastırma tesisini Kayseri’de kurmak yerine, Aksaray’da açmaları halinde hem TKDK’ den 3 milyon euroya kadar destek alabileceklerini, hem de mevcut teşvik sistemi sayesinde vergi, sigorta primi gibi bir çok konuda çok sayıda avantaja sahip olacaklarını sözlerine ekledi.

Kobiline Bilgi Merkezi  0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

Projelere 400 Bin TL’ye Kadar Hibe Desteği


Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) Genel Sekreteri Onur Yıldız, projelere en az 40 en fazla 400 bin lira hibe desteği vereceklerini söyledi.

Hatay Gazeteciler Cemiyetinde bir bilgilendirmetoplantısı düzenleyan Yıldız, 2013 yılı ilan çağrısı kapsamında ‘Sürdürülebilir Üretimin Geliştirilmesi ve Yenilikçilik Mali Destek Programı’ ana temalı bir ilan çağrısı yaptıklarını hatırlattı.

Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı olarak verdikleri tüm eğitim ve bilgilerin ücretsiz olduğunu kaydeden Yıldız, ilan çağrısı kapsamında projelere en az 40 en fazla 400 bin lira hibe desteği verileceğini aktardı.

2013 yılı mali destek programının amacının bölgede faaliyet gösteren işletmelerin yenilik yapma ve uygulama kapasitelerini artırarak rekabet edebilme gücünü artırmak ve sürdürülebilirliklerini sağlamak olduğunu anlatan Yıldız, proje hazırlayan tüm KOBİ ve kooperatiflerini başvuru yapmaya davet etti.

DOĞAKA olarak kendi görev alanlarına düşen Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinde çok büyük bir proje başvuru potansiyeli olduğuna inandıklarını belirten Yıldız, şu ana kadar ajansa yapılan proje başvuru sayısının 5 bin 354 olduğunu, proje sayısı olarak ise en büyük ilin Hatay olduğunu vurguladı.

Kobiline Bilgi Merkezi  0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

Çiftçiye Yapılacak En Büyük Destek

Hayvancılığın gelişmesi ve ülke ekonomisine daha fazla istihdam sağlaması için en önemli konulardan biri çayır ve mera alanlarının durumudur. Ülkemiz meraları, genellikle küçükbaş hayvancılık için uygun olup, yüksek verime sahip meralar değildir. Bu sebepten dolayıdır ki “Buğday ile koyun, gerisi oyun” sözü Anadolu’da yıllardır söylenegelen bir deyim halini almıştır. Bu deyime yol açan sebepler sadece ülkenin iklim, yağış miktarı ve rejimi, toprak yapısı gibi konular değil, meraların ıslah edilmemesi ve kendi kaderine bırakılması durumudur.

Dünya mera alanları yaklaşık 3.4 milyar hektar olup, bu alanların % 12’si Çin’de bulunmaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla Avustralya (%11), ABD (% 7), Brezilya (% 6), Kazakistan (%5), Suudi Arabistan (%5), Moğolistan (%4), Sudan (%3), Arjantin (%3) ve diğer ülkeler (%44) izlemektedir. ABD’de hayvanların tükettiği kaba yemin % 40’ı meralardan % 20’si tarla tarımı ile üretilen yem bitkilerinden sağlanmaktadır, yoğun yemlerin payı ise % 40’tır. Türkiye, dünya mera alanlarının %0.38′ ine sahiptir ve dünya sıralamasında 46. sırada yer almaktadır. Avrupa Birliğinin en fazla mera alanı olan ülkesi ise İspanya olup 11.5 milyon hektar ile dünya mera alanlarının %0.33’üne sahiptir.

Meralar, hayvanların ihtiyacı olan kaba yemin, en ucuz karşılandığı yer olma özelliğini taşıdığından dolayı, meraların ıslah edilmesi meselesi, devlet desteğiyle yapılması gereken çalışmaların en başında gelmelidir. Tarım Kredi Kooperatifleri ve İlçe Tarım Müdürlükleri, çiftçilere hibe, teknik ve kredi yardımı gibi hususlarda destek olmasından evvela ilk önce meraların ıslahı çalışmalarını yürütmelidir. Her ilçede, İlçe Tarım Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, köylerdeki meraları sürerek ve ekerek, ilkbaharda gerektiği ölçüde gübrelemek suretiyle, zayıf mera alanlarının yapısını iyileştirmelidir. Çayır ve meraların, sağlıklı ve yeterli olması, sağlıklı ve sürdürülebilir tarımsal üretimi de beraberinde getirecektir. Böylelikle üretim artacağından, istahdam da artacak, fiyatlar genel düzeyi aşağıya doğru seyir izleyecek, herkes daha bol ve daha ucuz şekilde bu ürünlere ulaşabilecek, spekülatif kazanç ve belli markaların tekelleşmisinin önüne geçilecek, iç tüketim fazlasıyla karşılanacağı gibi, tarımsal ürünlerin dışarıya ihraç edilmesi de miktar olarak fazlalaşacaktır.

1940 yılında bu yana ülkemiz mera alanlarında önemli düşüşler görülmektedir. 1970’de 21.748.900 hektar olan mera alanları 2001 yılında 13.167.375 hektara inmiştir. Mera alanlarının yüzdeleri incelendiğinde Doğu Anadolu Bölgesi %35,41 ve İç Anadolu Bölgesi %33,33’lük oranları ile en yüksek değerleri almaktadırlar. 2 bölgenin mera alanları Türkiye meralarının %68,74’lük kısmını oluşturmaktadırlar. Ülkemizde 1980’li yıllara kadar hızlı nüfus artışına paralel olarak hayvan varlığı da artmıştır. 1955’te 55,6 milyon olan hayvan varlığı 1974 de 76,2 milyona yükselmiştir. Buna karşılık mera alanları azalmış olduğundan, meralar üzerinde daha fazla hayvan otlatma mecburiyeti doğmuştur. Bu durumda da meraların ot kapasitesi düşmüştür. Bu bağlamda mera alanlarının geniş tutulması ve hazineye ait arazilerin satışı yerine mera alanları olarak ülke ekonomisine kazandırılması önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemde mera alanların arttırılmasını bir kenara bırakalım, var olan mera alanları dahi daraltılarak hazineye devredilmekte ya da mera arazilerinin büyük kısmı ağaçlandırılarak orman arazisine dönüştürülmektedir. Orman arazisine dönüştürülen sahalar tel örgülerle çevrilerek, hayvanların bu sahalara girmeleri engellenmektedir. Bu durumda köylerin mera varlıkları yarı yarıya azalmakta ve yem giderleri 2-3 katına çıkmaktadır. Mera alanlarının azalması, kendine ait tapulu tarımsal arazisi olmayan çiftçiyi daha da büyük maliyetlerle karşıya bırakmakta, dışarıya bağımlı hale getirmektedir.

Bu durumda üretici ya yarı yarıya küçülmekte, ya da hayvan ve arazi varlığını satarak, göç etmektedir. Bu durumda küçük üretici ve geleneksel çiftçi, üretimden çekilmekte, satışa çıkardığı küçük çaptaki arazisini piyasadaki kartelleşen büyük aktörler küçük rakamlara satın almakta ve meraya dayalı organik üretimden uzaklaşarak, sanayi tipi, kapalı hayvancılık modeliyle seri ve sağlıksız üretim yapmaktadırlar. Büyük markaların yetiştirecekte kullandığı yöntem, artık gelişmiş ülkelerin terk etmeye başladığı ticari üretim modelleridir. Bu işletmelerin üretim modelinde, hayvanlar devamlı olarak işletmenin içerisinde ve önlerine konan kaba, kesif ve katkılı et-süt yemleriyle beslenmektedir. Fakat tarım, insan sağlığına olan direkt etkisinde ötürü, geleneksel yöntemler terkedilerek, ticari zihniyetle hareket edilecek bir saha değildir. Bunu asla unutmamak gerekir.

Ayrıca çayır ve meralar, sadece ucuz kaba yem ihtiyacının karşılandığı alanlar olmayıp, aynı zamanda su ve rüzgâr erozyonunu önleyerek toprak varlığımızı koruyan, toprak verimliliğimizi arttıran, çeşitli av ve yaban hayvanlarına yaşam alanı oluşturan, su toplama havzası olarak taban suyu ve akarsularımızı zenginleştiren ve temiz hava kaynağı olan alanlardır. Küresel ısınmaya sebep olan sera etkisinin azaltılmasında da etkin rol oynamaktadırlar. Ayrıca meraya çıkan hayvanların verim ve kalite artışı da bilimsel olarak ispatlanmıştır. Meraya çıkan hayvanların stres durumlarının azaldığı, güneşten ve açık havadan yararlandıkları için de daha sağlıklı oldukları bilinmektedir. Sonuç olarak, tarımsal üretimdeki bu sağlıklı ve sürdürülebilir artış, hem ekonominin düzenli işleyişini beraberinde getirecek, hem de doğal dengelerin gözetilmesini sağlayarak insan-hayvan sağlığı için olması gereken doğru üretim akışını beraberinde getirecektir. Bu özelliklerinden dolayı, meralar çok önemli olup, kaderlerine terk edilmeyi hakketmemektedirler.

Kobiline Bilgi Merkezi  0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

600 Buluş Görücüye Çıkıyor

Kasımda Türkiye’de ilk kez yüzlerce yenilikçi ürün bir fuar çatısı altında buluşacak. 1-4 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak ‘İnovasyon Türkiye’de, 500’e yakın KOBİ ve genç girişimcinin patenti alınmış 600 buluşu görücüye çıkacak. Türk Patent Enstitüsü (TPE), TÜBİTAK, İstanbul Kalkınma Ajansı onaylı buluşlar yatırımcıyla bir araya gelecek. İnovasyon Fuarı’nı düzenleyen Aktif Fuarcılık’ın Genel Koordinatörü Salih Sürer, “Fuarda savunma sanayisinden tıp alanına, bilişim teknolojilerinden, gıda sektörüne ve ergonomik mutfak eşyalarına kadar çok farklı alanlarda patenti alınmış, kullanışlı ve şaşırtıcı icatlar sergilenecek. Hem yatırımcılar hem de meraklılar için heyecan verici ve şaşırtıcı bir fuar olacak” açıklaması yapıyor.

Ticarete Kazandırılacak

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TPE ve TÜBİTAK’ın da desteklediği fuara yurtiçi ve yurtdışından yoğun katılım beklediklerini ifade eden Sürer, “Türkiye’de, firma ve kuruluşların kendi Ar-Ge veya Teknopark, Tekmer gibi teknoloji merkezlerinde, büyük emeklerle araştırılmış, geliştirilmiş ürünleri bulunuyor. Bunların bazısı ticari hayata kazandırılırken bazılar kazandırılamıyor. Fuar bu açıdan önemli” diyor.

Kobiline Bilgi Merkezi 0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine 
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansından Kamuya Destek

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansından Kamuya Destek 

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerindeki kamu kurum/kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin projelerine hibe desteği verilecektir. Programa son başvuru tarihi 14 Kasım 2012dir.

Desteklenecek alanlar nelerdir?

– Bölgesel yenilik ve girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesi ve kümelenme çalışmalarının desteklemesi,

– İnsan kaynaklarının bölgenin üretim ve hizmet ihtiyaçlarına göre örgütlenmesinin desteklenmesi,

– Dezavantajlı gruplara yönelik sosyal içermenin sağlanması,

– Çevrenin korunması ve mekânsal altyapının güçlendirilmesi

Programa hangi kurumlar başvurabilir?

 – Valilikler,

– Kaymakamlıklar,

– Kamu Kurumlarının İl ve Bölge Müdürlükleri ve Başkanlıkları

– Üniversiteler ve Üniversitelere bağlı Uygulama ve Araştırma Merkezleri, Fakülteler, Yüksekokullar, Enstitüler,

– İl Özel İdareleri ve Belediyeler,

– Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları,

– Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri, Teknoparklar, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Endüstri Bölgeleri, İş Geliştirme Merkezleri,

– Sivil Toplum Kuruluşları (dernekler, vakıflar, sendikalar, federasyonlar, konfederasyonlar)

– Birlikler ve Kooperatifler

Destek miktarı ve oranı nedir?

Proje başına en az 19.000 TL, en fazla 75.000 TL’dir. Destek oranı 25 ile 100 arasında değişmektedir.

Son başvuru tarihi ne zamandır?

Programa son başvuru tarihi 14 Kasım 2012dir. Başvurular, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansına yapılacaktır.

 

Kobi-Line Kobi Destek Merkezi

Türkiye Helal Gıda Üssü Oluyor

HELAL GIDA PAZARI İŞTAH KABARTIYOR

Dünya Helal Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre yalnızca gıdada değil, kozmetik, tekstil, deri, turizm, lojistik, makine gibi birçok sektörde, insan sağlığına zarar vermeyen, sağlıklı hammaddelerle, sağlıklı, hijyenik koşullarda üretimi şart koşan helal pazarı iş hacmi yıllık 2 trilyon dolara ulaştı. Türkiye’nin de bu dev pazarda şansı çok yüksek.

Geçtiğimiz yılı yüzde 3 büyüme ile kapatan gıda sektörü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçen yıl 17 milyon ton meyve, 24 milyon ton sebze üretildi ve Türkiye’nin 126 ülkeden 133 farklı sebze ve meyve ithal edildi. Türkiye’de yıllara göre meyve ve sebze üretimine bakıldığında 2010 yılında, önceki yıla göre 628 bin tonluk üretim düşüşünün görüldüğü vurgulandı. Tarımsal ürünlerin taze, kuru, konserve, geçici konserve ve soğutulmuş ürünler olarak ithal edildi, 2011 yılının 7 ayında 380 milyon dolar ödenerek 512 bin ton ürün ithal edildiği bildirdi. Meyve ve sebze ithalatına verilecek paranın yılsonunda 680 milyon dolar ile 700 milyon dolar arasında olacağını tahmin edilirken, Türkiye’nin son 4,5 yılda sebze ve meyveye 4,5 milyar lira ödendi ve “krizin sert etkilemediği” ender sektörlerden biri olma özelliğini korumaya devam ediyor. Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu’nun verilerine göre, 200 milyar dolarlık üretim hacmine ulaşan sektörde 10,5 milyar dolar ihracat, 5 milyar dolar da ithalat gerçekleştirdi. Tarıma dayalı hammadde fiyatlarında nispeten normal bir seyir olması ise sektörde olumlu anlamda önemli etken oldu. Bu durumu fırsat olarak gören üreticiler, fiyatlarını aşağı çekerek tüketici kazanmaya çalışırken, sektörün perakende ayağı da sık sık düzenlenen kampanyalarla bu sürecin bir parçası oldu.

Türkiye gıda sektörü perakendeciler gıda üreticilerinden daha yüksek standartlar talep ettikçe ve sektördeki yatırımlarla birlikte iyileştirmeler gerçekleştikçe daha da gelişmiş bir hâl almaktadır. Organize perakendeciliğin yaygınlaşması ve net gelir seviyesinin yükselmesiyle birlikte, Türk tüketicilerinin tüketim tercihleri hazır yemekler ve dondurulmuş yiyecekler gibi paketlenmiş ve işlenmiş gıdalara kaymıştır. Buna ek olarak, tam zamanlı işlerde çalışan kadın sayısının artması dondurulmuş ve hazır gıdaya olan talep trendini desteklemiştir.

 Ülkedeki yükselen refah düzeyinin bir göstergesi olarak, 2009 yılında % 8,4 olan gıda tüketiminin gayrisafi yurt içi hâsılaya oranının 2014 yılında % 7,2’ye düşmesi beklenmektedir.  Özellikle alkolsüz içecek satışlarının artışına bağlı olarak, 2009 ve 2014 yılları arasında içecek tüketiminin değer bazında % 16,4’lük YBBO ile artması beklenmektedir.

 Türkiye şu anda ürettiği neredeyse tüm sertifikalı organik gıda ürünlerini, çoğunluğu Avrupa’ya olmak üzere (yaklaşık % 85’i), ihraç etmektedir.  Buna ek olarak, “helal gıda” üretimi potansiyeli çoğunluğu Müslüman olan Türkiye için önemli fırsatlar sunmaktadır.

Türkiye’de helal gıda belgelendirmesinin merkezi haline getirilmesine yönelik ilk adım bu yıl atıldı. Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) merkezinin İstanbul’da kurulmasını öngören uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile Türkiye’nin bu alanda ‘helal gıda üssü’ olacağı kaydediliyor. Öte yandan, 33 İslam ülkesinin TSE’nin helal gıda sertifikası vermesine onay vermesi; Türkiye‘yi Malezya, Amerika ve İsrail’den sonra bu sertifikayı dünyada veren 4’üncü ülke konumuna getiriyor. TSE’nin bu yolla Türk şirketlerinin sertifika için ABD ve İsrail’e ödediği 100 milyon doların yurtta kalmasını sağlayacağı, yabancılara verdiği belgeyle de yılda 200 milyon dolar gelir beklediği vurgulanıyor.

 Helal sertifikalama, muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz konusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem. Gıdalarda helal olma şartı ile birlikte, sağlığa uygunluk ve safiyet de olması gereken şartlar. Ayrıca Helal Sertifikalama, ülke yönetiminin kontrol birimlerine gıda emniyeti konusunda destek hizmeti de sağlıyor.

Helal Gıda Sertifikası için aranan asgari şartlarsa, Ürünün ham maddeden başlayarak mamul madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, ürün bileşiminde bulunan bütün maddelerin ve katkı maddelerinin gerek menşei, gerek temin biçimi ve yolları gerekse temin kaynağı bakımından İslami kriterlere ve insani gereklere uygun olması.

Ürünün paketleme malzemelerinin ve depolama şartlarının insani gereklere ve İslami kriterlere uygun olması, İyi üretim uygulamaları (GMP), iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarını sağlıyor olması, gerek ürünün üretim aşamalarında, ürün bileşiminde yer alan bütün unsurlarda gerekse ürün bileşimindeki her bir unsurun üründe bir araya gelmesiyle oluşabilecek etkilerinde İslami kriterlere, insani gereklere, sağlık ve temizlik şartlarına, beslenme bakımından gerekliliğe uygun vasıfları taşıması helal belgesinin tüm dünyada geçerli olması çok önemli. Malezya JAKIM tarafından akredite olan belgelendirme kuruluşlarından alınan helal belgeleri tüm dünyada geçerli. Kas Sertifikasyon, Malezya Helal Belgelendirme Kuruluşu JAKIM tarafından akredite edilmiş ve belgelendirme yapıyor. Bu belgeler JAKIM tarafından da onaylı ve tüm dünyada geçerli olan helal belgesi.

Bir firmanın Helal Gıda Sertifikası alabilmesi için, Helal Gıda Merkezi’ne sertifika için müracaat eden şirketlerden belirli evraklar istenir. Bunlar; şirket ticari faaliyet belgesi, şirket yetkilisinin imza sirküsü, ticari sicil gazetesi,  şirket yetkisinden onaylı ürün üretim izin belgesi, şirkete ait ISO ve HACCP Sertifikasının fotokopisi, işyeri çalışma ruhsatı, müracaat harcı ve ürünün özelliklerinin belirlenmesi için her çeşit laboratuar denetiminin yapılmasında Helal Gıda Merkezi’nin yetkili kılındığına dair şirket beyanıdır. Belirttiğimiz evrakların tamamlanmasının ardından sertifikaya başvuran firmanın imalatını ve üretimini incelemek üzere, sertifikalı denetçiler tarafından firma ziyaret edilerek gerekli denetimler yapılır. Denetim ve kontrollerde elde edilen bilgi ve belgelerle, ürün numuneleri üzerinde yapılan test ve tahlillerin sonuçları, Helal Gıda Merkezi ‘nin ilgili denetim kurullarında görüşüldükten sonra ürünün sertifika alıp almayacağına karar verilir. Bu süreçte Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu ile İlahiyat ve Fıkıh Yüksek Kurulunun görüşüne de başvurulur.

Sektörün dış ticaret ayağına bakıldığında, gıda ihracatının, 2002 yılında ekonominin krizden çıkmaya başlaması ile birlikte sürekli artan bir grafik çizdiği görülüyor. Toplam ihracattaki pay ise 2003 yılından itibaren yükselişe geçti. Sektörün yükselen ihracat payı, gelişmekte olan bir ülke açısından son derece önemli bir gösterge olmakla birlikte, üretimde özellikle katma değeri yüksek gıda ürünlerinin tercih edilmesi ile bu payın artırılması mümkün. Sektör aynı zamanda birçok yabancı yatırımcıya da ev sahipliği yapıyor. İmalat sanayine yönelen yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 10’u, Türkiye’ye yatırım yapan tüm yabancı sermayeli şirketlerin ise yüzde 2’si gıda sektörünü tercih ediyor.                           Tutar olarak bakıldığında 1,4 milyar dolarlık imalat yatırımının 363 milyon doları gıda sektörüne giderken, 11,1 milyar dolarlık toplam yabancı sermaye yatırımının da yüzde 3’ü bu sektöre yönelmiş.

Türkiye’de ağırlıklı olarak kullanılan yatırım şekli olan ortak girişim, gıda sektöründe de yoğun olarak tercih ediliyor. Son veriler incelendiğinde, 2007’de 40.000 gıda işletmesinde 90 milyar dolarlık üretim yapıldı ve 400.000 kişiye istihdam sağlandı. Tarım ve gıda ürünleri ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,7 artarak 10 milyar 254 milyon dolar olduğu göze çarpıyor.

Kobiline Kobi Destek Merkezi

Kırsal Kalkınma Programı 2011-2015 Dönemi Destekleri

Tarım Bakanlığının tarımsal sanayi desteklerinden olan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklemesi hakkında ki bakanlar kurulu kararı açıklandı. Uzun zamandan beri beklenen ve geçen yıl açıklanmayan 6. etap KKYDP kapsamında tarımsal sanayi desteklenmektedir. Bu kapsamda ekonomik yatırımlar ve makine ekipman destekleri yer almakta idi. Bakanlık bu dönem koyun, keçi ve manda ile ilgili modern sabit yatırımları destek kapsamına almıştır. Başvuru zamanı, desteklenecek iller ve diğer konular açıklanacak olan tebliğler ile belirlenecektir.

Kararın amacı; doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, toplu basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması, kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulması ve tarımsal faaliyetler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımının yaygınlaştırılması için makine ve ekipman alımlarına ilişkin yatırımları desteklemektir.

01.01.2011- 31.12.2015 tarihleri arasında,  kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için gerçek ve tüzel kişilerin ekonomik faaliyete yönelik yatımları ile toplu basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi ve kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeye katkı sağlamak için belirlenmiş makine ve ekipman alımlarını ve yerinde montajını desteklemek amacıyla yapılacak hibe ödemelerine ilişkin hususları kapsıyor.Tarıma dayalı yatırımların desteklenmesi aşağıdaki konuları kapsıyor;

a) Ekonomik yatırımlar

  • Yeni yatırım tesisleri,
  • Kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesi,
  • Kısmen yapılmış yatırımların tamamlanması,
  • Alternatif enerji kaynakları kullanan seralar,
  • Jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgâr enerjisi kullanan tarımsal üretim tesisleri,
  • Koyun, keçi ve manda ile ilgili modem sabit yatırımlar.

b) Toplu basınçlı sulama sistemi yatırımları

Bu Karar kapsamında desteklenecek makine ve ekipman alımları her yıl tebliğ ile belirlenir.

PROJE TUTARLARI VE DESTEKLEME ORANLARI

(1) Ekonomik yatırımlarda hibeye esas proje tutarı üst limitinin %50’sine hibe yoluyla destek verilir.

(2) Toplu basınçlı sulama sistemlerinde hibeye esas proje tutarı üst limitinin %75’ine hibe yoluyla destek verilir.

(3) Makine ve ekipman alımlarında hibeye esas proje tutarı üst limitinin %50’sine hibe yoluyla destek verilir.

(4) Proje bütçesi katma değer vergisi (KDV) hariç hazırlanır.

(5) Hibeye esas proje tutarı üst limitleri tebliğ ile belirlenir.

Destekleme kapsamına alınacak iller proje konuları tebliğ ile belirlenir.

FİNANSMAN VE ÖDEMELER

 (1) Yapılacak ödemeler için gerekli kaynak, ilgili mali yıl bütçe kanunu ile tahsis edilen ödeneklerden karşılanır ve TC Ziraat Bankası A.Ş. aracılığıyla ödenir. Bu Kararın uygulanması ile ilgili olarak yapılan nakdi ödeme tutarının %0,2’si oranında Ziraat Bankası A.Ş. ye hizmet komisyonu ödenir.

(2) Yapılan proje başvuruları, ilgili yıl Bakanlık bütçesinde yer alan ödenek çerçevesinde ve tebliğinde öngörülen kriterlere göre değerlendirilir.

DESTEKLERDEN YARARLANAMAYACAK OLANLAR

 (1) Hibe desteklemelerinden kamu kurum ve kuruluşları yararlanamaz, Ancak toplu basınçlı sulama sistemi yatırımlarından köylere hizmet götürme birlikleri yararlanabilir.

DENETİM VE CEZAİ HÜKÜMLER

 (1) Yapılacak destekleme ödemeleri ile ilgili hususlarda denetimi sağlayacak tedbirleri Bakanlık alır.

(2) Haksız ödendiği tespit edilen destekleme ödemeleri ile ilgili, alacaklar ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgililerden tahsil edilmek üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirilir.

(3)İdari hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, desteklemelerden haksız yere yararlandığı tespit edilen üreticiler beş yıl süre ile desteklerden yararlanamaz.

Kobiline Destek Merkezi

Kobi-Line Hizmetleri Kobi’leri Büyülüyor

“Devlet bana ne sağlayacak ki?”

“Devlet kaşıkla verir kepçeyle alır?”

“İşlerime koşturmaktan verilen hibe, teşvik ve desteklerden haberimiz mi oluyor?”

“Kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz işte!”

“Bankalar bizi sevmiyorki?”

 Hibe, Teşvik, Kredi ve Desteklerden faydalanmanın birçok önemli sebepleri var:

·         Öz sermayenizi kullanmadan yatırım yapmak, işinizi büyütmek.

·         Çalışanlarınızın sigorta primlerinin işveren hissesini cebinizden değil, SGK’dan ödetmek.

·         Nitelikli eleman çalıştırarak hem işletmenizin kalitesini yükseltmek hem de maaşlarının yüzde 60’nı devletin kasasından almak.

·         Kabul edilmeyen projelerinizin, makine teçhizat kısmını yurt dışından temin etmek.

·         Almış olduğunuz belgelerin; ISO 9001, HACCP, TSE, CE, TÜV vb. masraflarının yüzde 60nı devlet desteği ile almak.

 Peki, tüm bunlardan yararlanmak neden bu kadar zor?

·         Çoğumuzun bunlarla uğraşacak vakti yok. Günlük işleyiş bizi o kadar meşgul ediyki kendimize bile doğru dürüst vakit ayıramıyoruz.

·         Birçok işletme sahibi devlete güvenemediği için bunlardan yararlanmaktan korkuyor. Uğraşmak istemiyor.  Ön yargılarından kurtulamıyor.

·         Diğer başka en önemli etken ise tüm bu hibe, teşvik ve desteklerden KOBİ’lerimizin maalesef yüzde 90’ının haberi bile olmuyor, büyük bir bilinmezlik var. Her işi muhasebecisinin üzerine yıkıyor. O da işlerini yetiştirmekten firmasına artı bir katkı sağlamaya vakit bile ayıramıyor.

Peki ya şöyle olsaydı:

·         İşletmemiz günlük işlerini rutin bir şekilde yaparken birileri de devletin ve AB’nin sağlamış olduğu tüm imkanlardan işletmeye kazanç sağlasaydı,

·         Hiçbir ek masrafa, ek personele gerek kalmadan verilen bu hibe, teşvik, kredi ve desteklerden haberimiz olsaydı ve fayda sağlasaydık,

·         Tüm bu hizmetleri bizim adımıza birileri yapsaydı ve nereye, nasıl ve ne zaman başvuru yapılacaksa hepsini yapıp takip etseydi.

İşte tüm bu hizmetleri Türkiye çapında sağlayan bir kuruluş, şimdi size de hizmet vermekten gurur duyuyor. KOBİ’leri bilgilendirip yönlendiren, bugüne kadar binlerce KOBİ’nin gönlünde taht kurmuş,

devletin sağlamış olduğu hibe, teşvik ve destekleri nasıl, nereden ve nereye müracaat ederek almanız gerektiğini size adım adım gösteren bir KOBİ-LINE Bilgi Merkezi’niz var.

İşinizi rahatlatacak, işletmenizi büyütecek ve sizi geleceğe taşıyacak bu merkezle siz de tanışmanın onurunu yaşayın. Unutmayınız, gelecek de bir gün gelecek ama önemli olan oraya nasıl vardığınızdır.

Sizi, işletmenizi ve çocuklarınızı 2023 Türkiye’sine taşımaktan gurur duyuyoruz.

Sunduğumuz Hizmetler:

Ø  KOBİ Hibe Servisi

Ø  KOBİ Destek Bülteni

Ø  Bilgilendirme Hizmetleri

Ø  Belgelendirme Hizmetleri

Ø  Reklam Hizmetleri

Ø  Eğitim Hizmetleri

Ø  Hibe, Teşvik ve Destekler

Ø  Personel Yetiştirme Kursları

Ø  Personel Bulma ve Yerleştirme Servisi

Ø  İş Planı Hazırlama ve Takibi

Ø  Web Site Tasarımları

Ø  Kurumsal Ve Bireysel Gelişim, Marka, İmaj ve Koçluk

Ø  Banka Kredileri

Ø  Kredi Garanti Fonu

Ø  Satış Ve Pazarlama Metot ve Taktikleri

Ø  Girişimcilik Hizmetleri

www.kobi-line.com

MEVKA-KOSGEB Girişimcilik Eğitimleri Başladı

MEVKA-KOSGEB işbirliği ile Konya ve Karaman illerinde uygulamalı girişimcilik eğitimleri düzenleyecektir. Başvurular 14.05.2012 – 05.06.2012 tarihleri arasında Mevlana Kalkınma ajansına şahsen yapılacaktır.

Başvuru öncesinde veya başvuru sırasında girişimcilik testi ve eğitim başvuru formunun doldurulması zorunludur. Katılımcılar KOSGEB tarafından gerçekleştirilecek mülakatla belirlenecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Eğitim Tarihi: 11.06.2012-13.07.2012 (bitiş tarihinde 1 haftalık bir sarkma olabilir)

Son Başvuru Tarihi: 05.06.2012

Mülakat Tarihi: 06.06.2012 (9:30-16:30 arası)

Konya için başvuru adresi:

Mevlana Kalkınma Ajansı Medrese Mahallesi Ulaşbaba Caddesi No:28 Selçuklu/KONYA
Tel: 0 332 236 32 90 Fax: 0 332 236 46 91

Karaman için başvuru adresi:

Mevlana Kalkınma Ajansı Karaman Yatırım Destek Ofisi İmaret Mahallesi Atatürk Bulvarı No:2 70100 Karaman

Tel: 0 338 213 00 20 Fax: 0 338 214 02 30