
HELAL GIDA PAZARI İŞTAH KABARTIYOR
Dünya Helal Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre yalnızca gıdada değil, kozmetik, tekstil, deri, turizm, lojistik, makine gibi birçok sektörde, insan sağlığına zarar vermeyen, sağlıklı hammaddelerle, sağlıklı, hijyenik koşullarda üretimi şart koşan helal pazarı iş hacmi yıllık 2 trilyon dolara ulaştı. Türkiye’nin de bu dev pazarda şansı çok yüksek.
Geçtiğimiz yılı yüzde 3 büyüme ile kapatan gıda sektörü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçen yıl 17 milyon ton meyve, 24 milyon ton sebze üretildi ve Türkiye’nin 126 ülkeden 133 farklı sebze ve meyve ithal edildi. Türkiye’de yıllara göre meyve ve sebze üretimine bakıldığında 2010 yılında, önceki yıla göre 628 bin tonluk üretim düşüşünün görüldüğü vurgulandı. Tarımsal ürünlerin taze, kuru, konserve, geçici konserve ve soğutulmuş ürünler olarak ithal edildi, 2011 yılının 7 ayında 380 milyon dolar ödenerek 512 bin ton ürün ithal edildiği bildirdi. Meyve ve sebze ithalatına verilecek paranın yılsonunda 680 milyon dolar ile 700 milyon dolar arasında olacağını tahmin edilirken, Türkiye’nin son 4,5 yılda sebze ve meyveye 4,5 milyar lira ödendi ve “krizin sert etkilemediği” ender sektörlerden biri olma özelliğini korumaya devam ediyor. Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu’nun verilerine göre, 200 milyar dolarlık üretim hacmine ulaşan sektörde 10,5 milyar dolar ihracat, 5 milyar dolar da ithalat gerçekleştirdi. Tarıma dayalı hammadde fiyatlarında nispeten normal bir seyir olması ise sektörde olumlu anlamda önemli etken oldu. Bu durumu fırsat olarak gören üreticiler, fiyatlarını aşağı çekerek tüketici kazanmaya çalışırken, sektörün perakende ayağı da sık sık düzenlenen kampanyalarla bu sürecin bir parçası oldu.
Türkiye gıda sektörü perakendeciler gıda üreticilerinden daha yüksek standartlar talep ettikçe ve sektördeki yatırımlarla birlikte iyileştirmeler gerçekleştikçe daha da gelişmiş bir hâl almaktadır. Organize perakendeciliğin yaygınlaşması ve net gelir seviyesinin yükselmesiyle birlikte, Türk tüketicilerinin tüketim tercihleri hazır yemekler ve dondurulmuş yiyecekler gibi paketlenmiş ve işlenmiş gıdalara kaymıştır. Buna ek olarak, tam zamanlı işlerde çalışan kadın sayısının artması dondurulmuş ve hazır gıdaya olan talep trendini desteklemiştir.
Ülkedeki yükselen refah düzeyinin bir göstergesi olarak, 2009 yılında % 8,4 olan gıda tüketiminin gayrisafi yurt içi hâsılaya oranının 2014 yılında % 7,2’ye düşmesi beklenmektedir. Özellikle alkolsüz içecek satışlarının artışına bağlı olarak, 2009 ve 2014 yılları arasında içecek tüketiminin değer bazında % 16,4’lük YBBO ile artması beklenmektedir.
Türkiye şu anda ürettiği neredeyse tüm sertifikalı organik gıda ürünlerini, çoğunluğu Avrupa’ya olmak üzere (yaklaşık % 85’i), ihraç etmektedir. Buna ek olarak, “helal gıda” üretimi potansiyeli çoğunluğu Müslüman olan Türkiye için önemli fırsatlar sunmaktadır.
Türkiye’de helal gıda belgelendirmesinin merkezi haline getirilmesine yönelik ilk adım bu yıl atıldı. Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) merkezinin İstanbul’da kurulmasını öngören uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile Türkiye’nin bu alanda ‘helal gıda üssü’ olacağı kaydediliyor. Öte yandan, 33 İslam ülkesinin TSE’nin helal gıda sertifikası vermesine onay vermesi; Türkiye‘yi Malezya, Amerika ve İsrail’den sonra bu sertifikayı dünyada veren 4’üncü ülke konumuna getiriyor. TSE’nin bu yolla Türk şirketlerinin sertifika için ABD ve İsrail’e ödediği 100 milyon doların yurtta kalmasını sağlayacağı, yabancılara verdiği belgeyle de yılda 200 milyon dolar gelir beklediği vurgulanıyor.
Helal sertifikalama, muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz konusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem. Gıdalarda helal olma şartı ile birlikte, sağlığa uygunluk ve safiyet de olması gereken şartlar. Ayrıca Helal Sertifikalama, ülke yönetiminin kontrol birimlerine gıda emniyeti konusunda destek hizmeti de sağlıyor.
Helal Gıda Sertifikası için aranan asgari şartlarsa, Ürünün ham maddeden başlayarak mamul madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, ürün bileşiminde bulunan bütün maddelerin ve katkı maddelerinin gerek menşei, gerek temin biçimi ve yolları gerekse temin kaynağı bakımından İslami kriterlere ve insani gereklere uygun olması.
Ürünün paketleme malzemelerinin ve depolama şartlarının insani gereklere ve İslami kriterlere uygun olması, İyi üretim uygulamaları (GMP), iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarını sağlıyor olması, gerek ürünün üretim aşamalarında, ürün bileşiminde yer alan bütün unsurlarda gerekse ürün bileşimindeki her bir unsurun üründe bir araya gelmesiyle oluşabilecek etkilerinde İslami kriterlere, insani gereklere, sağlık ve temizlik şartlarına, beslenme bakımından gerekliliğe uygun vasıfları taşıması helal belgesinin tüm dünyada geçerli olması çok önemli. Malezya JAKIM tarafından akredite olan belgelendirme kuruluşlarından alınan helal belgeleri tüm dünyada geçerli. Kas Sertifikasyon, Malezya Helal Belgelendirme Kuruluşu JAKIM tarafından akredite edilmiş ve belgelendirme yapıyor. Bu belgeler JAKIM tarafından da onaylı ve tüm dünyada geçerli olan helal belgesi.
Bir firmanın Helal Gıda Sertifikası alabilmesi için, Helal Gıda Merkezi’ne sertifika için müracaat eden şirketlerden belirli evraklar istenir. Bunlar; şirket ticari faaliyet belgesi, şirket yetkilisinin imza sirküsü, ticari sicil gazetesi, şirket yetkisinden onaylı ürün üretim izin belgesi, şirkete ait ISO ve HACCP Sertifikasının fotokopisi, işyeri çalışma ruhsatı, müracaat harcı ve ürünün özelliklerinin belirlenmesi için her çeşit laboratuar denetiminin yapılmasında Helal Gıda Merkezi’nin yetkili kılındığına dair şirket beyanıdır. Belirttiğimiz evrakların tamamlanmasının ardından sertifikaya başvuran firmanın imalatını ve üretimini incelemek üzere, sertifikalı denetçiler tarafından firma ziyaret edilerek gerekli denetimler yapılır. Denetim ve kontrollerde elde edilen bilgi ve belgelerle, ürün numuneleri üzerinde yapılan test ve tahlillerin sonuçları, Helal Gıda Merkezi ‘nin ilgili denetim kurullarında görüşüldükten sonra ürünün sertifika alıp almayacağına karar verilir. Bu süreçte Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu ile İlahiyat ve Fıkıh Yüksek Kurulunun görüşüne de başvurulur.
Sektörün dış ticaret ayağına bakıldığında, gıda ihracatının, 2002 yılında ekonominin krizden çıkmaya başlaması ile birlikte sürekli artan bir grafik çizdiği görülüyor. Toplam ihracattaki pay ise 2003 yılından itibaren yükselişe geçti. Sektörün yükselen ihracat payı, gelişmekte olan bir ülke açısından son derece önemli bir gösterge olmakla birlikte, üretimde özellikle katma değeri yüksek gıda ürünlerinin tercih edilmesi ile bu payın artırılması mümkün. Sektör aynı zamanda birçok yabancı yatırımcıya da ev sahipliği yapıyor. İmalat sanayine yönelen yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 10’u, Türkiye’ye yatırım yapan tüm yabancı sermayeli şirketlerin ise yüzde 2’si gıda sektörünü tercih ediyor. Tutar olarak bakıldığında 1,4 milyar dolarlık imalat yatırımının 363 milyon doları gıda sektörüne giderken, 11,1 milyar dolarlık toplam yabancı sermaye yatırımının da yüzde 3’ü bu sektöre yönelmiş.
Türkiye’de ağırlıklı olarak kullanılan yatırım şekli olan ortak girişim, gıda sektöründe de yoğun olarak tercih ediliyor. Son veriler incelendiğinde, 2007’de 40.000 gıda işletmesinde 90 milyar dolarlık üretim yapıldı ve 400.000 kişiye istihdam sağlandı. Tarım ve gıda ürünleri ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,7 artarak 10 milyar 254 milyon dolar olduğu göze çarpıyor.
Kobiline Kobi Destek Merkezi
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.