KOBİ Danışmanlığı Daha Kurumsal Hale Gelecek!

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, Türkiye’deki AR-GE sonucunda ortaya çıkan yenilikçi projelerin ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak KOBİ tekno yatırım programı ile yurt dışından ithal edilen ara ürünlerin yerli ve milli üretimini destekleyecek bir destek programının yakın zamanda KOBİ’lerin hizmetine sunulacağının müjdesini verdi.  Avrupa Birliği İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programı Programına Katılımı ve Programdan Elde Edilen Kazanımları En Üst Seviyeye Çıkarabilmek için Koordinasyon Kapasitesinin Arttırılması Projesinin açılışında konuşan, KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, COSME Programı ile ilgili açıklamasa bulundu.

Prof. Dr. Cevahir Uzkurt,  “AB komisyonu tarafından 2014-2020 yılları için uygulamaya alınmış olup 2,3 milyar Euro’luk bütçesiyle AB’nin en büyük çerçeve programlarından bir tanesidir. Hedef kitlesi KOBİ’ler olan bu programa ülkemizin katılımı Avrupa Komisyonu 16 Ekim 2014 tarihinde Brüksel’de imzalanan anlaşma ile gerçekleşmiş oldu. KOSGEB Başkanlığı, COSME programı için ulusal koordinatör kuruluş olarak yetkilendirilmiştir. KOSGEB bugün ki COSME’yi oluşturan 2002-2007 yılları arasında çok yıllı program ardından gelen girişimcilik ve yenilik programı adı altında benzer rolleri üstlenmiş, söz konusu programlardan ülkemizin mümkün olduğunca çok faydalanması için birçok çalışma sürdürmüştür. COSME programının ana eylemlerinden birisi olan finansmana erişim kapsamında KOBİ’lerin esnek ve kolay şartlarda kredi teminatlarına ulaşmasını sağlayan kredi garantilerinin yanı sıra risk sermayesi yatırım şirketlerine yönelik destekler mevcuttur. Bu araçlar sayesinde KOBİ’ler, esnek ve uygun şartlarda kredi garantilerine erişebilirken, bu teminatlara aracılık eden finans kurumları da sağladıkları krediler ile bağlantılı oluşan zararları Avrupa Yatırım Fonu’nu kanalıyla telafi etmişlerdir. Ülkemizde şu anda Finansbank, Avrupa Yatırım Fonu ile bir anlaşma imzalamış olup 2 ayrı başvuru ise değerlendirme aşamasındadır. KOBİ’lerimizin, girişimcilerimizin ve ülkemizin lehine olacak her türlü iş birliği faaliyetinin diğer uluslararası kuruluşlarla olduğu gibi Avrupa Birliği ile de devam ettirmeyi önemsediğimizi belirtmek isterim.” İfadelerini kullandı.

KOBİ’ler için son derece önemli olan 2 destek programını yakın zamanda açıkladıklarını söyleyen Cevahir Uzkurt, “Birincisi; Türkiye’deki AR-GE sonucunda ortaya çıkan yenilikçi projelerin ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak KOBİ tekno yatırım programı, diğeri de; yurt dışından ithal ettiğimiz ara ürünlerin yerli ve milli üretimini destekleyecek bir destek programıdır. Yakın zamanda onları da KOBİ’lerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerini aktardı. Türkiye’de iki mekanizmayı yürürlüğe koymak istediklerini ifade eden Cevahir Uzkurt, “Birincisi; özellikle kamu desteklerinden yararlanmada ve KOBİ’lerimizin ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesinde KOSGEB ile KOBİ’ler arasında bir arayüz olarak oluşturmayı düşündüğümüz KOBİ danışmanlık müessesini daha kurumsal hale getirmek için çalışıyoruz. KOBİ’lerimiz, KOSGEB veya herhangi bir kamu kurumuna bir destek almak için müracaat ettiklerinde önce onları dışarıdan bir bağımsız gözün incelediği, analiz yaptığı ve bir raporla o kurumlara ilettiği süreci yürürlüğe koymayı hedefliyoruz. Yabancı ülkelerin KOBİ eko sistemleriyle, KOBİ veri tabanlarıyla ülkemizin KOBİ veri tabanını bütünleşmiş bir KOBİ veri sistemini oluşturup, bu sistemlerin birbirleriyle konuşması sonucu iki ülkenin KOBİ’leri arasında nasıl bir iş birliği sağlanacağının sinyallerini alıp daha sonra iki ülkenin KOBİ’lerini nasıl buluşturacağız bunun yolunu açmak istiyoruz. Bundan sonra KOSGEB olarak izleyeceğimiz politikalarda daha ayakları yere basan, daha akılcı, daha rasyonel, bu güne kadar verdiğimiz devlet desteklerinin hangi KOBİ’de ne tür etki ortaya çıkarttığını ölçerek bundan sonraki politikalarımızı geliştirmek, mevcut uyguladığımız politikalarımızda varsa bir aksaklık bunu güncellemek gibi bir çalışmanın içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim.” Dedi.

Teknoloji Geliştirme Merkezi ile ilgili yeni bir model üzerinde çalıştıklarının müjdesini veren Cevahir Uzkurt, “Özellikle TEKMER’ler konusunda daha önce bir karar alınmıştı ve bu karar gereğince biz TEKMER’lere herhangi bir firmanın alınmaması yönünde bir duyuru yapmıştık. Bu çağrının neticesinde şu anki mevcut TEKMER‘lerin firma alımında oldukça zayıfladığı ortada. Şu konuda bir müjde vermek isterim. TEKMER’ler ile ilgili yeni bir model üzerinde çalışıyoruz. Bu model daha güçlü bir model olacak. Bu model doğrultusunda üniversitelerimizle, sanayi odalarımızla, organize sanayi bölgelerimizle yeni protokoller yaparak daha güçlü TEKMER’leri bu ülkede kuracağız. Bu ülkemizde ki Teknopark’lara alternatif bir model olmayacak. Belki de Teknopark’ların bıraktığı o boş alanları biz TEKMER yapısıyla daha güçlü bir şekilde ortaya çıkaracağız” açıklamasını yaptı.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Ailesi Yardım Etmedi Devletten Aldığı Hibeyle İşyerini Açtı!

Çorum’da 13 yaşında evlendirildikten sonra Ankara’ya gelen, çocuklarını okutmak için birçok işte çalışan Nesibe Aydın, ikinci şubesini de açtığı mantı dükkânıyla kendi işinin patronu oldu. İlk parasını 7 yaşında okula gidebilmek için besledikleri tavukların yumurtasını satarak elde eden Nesibe Aydın’ın İlkokulu bitirmesinden sonra babası felç oldu. Maddi imkânsızlar dolayısıyla kardeşleri yurda verilen Nesibe Aydın da henüz 13 yaşındayken evlendirildi. İki çocuk annesi Nesibe Aydın yaptığı açıklamada, evlendikten sonra Ankara’da bir süre eşinin ailesiyle yaşadığını ifade etti. “Ben anne baba olarak onları bildim ama gelin olduğum için itilip kakıldım, her işi ben yapmak zorunda kaldım. O zamanlar gelinlik yaptırılıyordu. Her şeyi yapa yapa beceri kazandım.” diyen Nesibe Aydın uzun süre gecekonduda oturduklarını anlattı.

Bu sırada eşinin kazancı yetersiz olduğu için çalışmaya karar verdiğini ve evlere temizliğe gittiğini söyleyen Nesibe Aydın, daha sonra uzun süre çeşitli firmalarda sekreterlik ve muhasebe bölümlerinde çalıştığını, bu sırada dışarıdan ortaokulu bitirip liseye başladığını ve birçok kursa gittiğini belirtti. “Tencereni getir yemeğini götür” sloganıyla yemek yapmaya başladı. Bu süreçte yurttan çıkıp yanına yerleşen iki kardeşine de baktığını ifade eden Nesibe Aydın, kazancı yetmediği için ek iş olarak “Tencereni getir yemeğini götür” sloganıyla evde mantı ve yemek yapmaya başladığını aktardı. Daha sonra muhasebecide çalışırken istifa ederek kendi işinin patronu olmaya karar verdiğini söyleyen Nesibe Aydın, Balgat semtinde 35 metrekarelik mantı dükkânı açmasının hikâyesini şöyle anlattı:

“KOSGEB girişimcilik belgesini almıştım. O da bana güç verdi ama ilk başta o belgeyle dükkânı açmadım. Borçla, banka kredisiyle, dişimle tırnağımla açtım. Gece yarılarına kadar mantı yaptım. İlk bir yılım çok zor geçti. Bir yıl dolmasına son bir hafta kala parayı almaya karar verdim ancak projemi yazdırmak için uzmana verecek param yoktu. Projemi internetten araştırarak kendim yazdım. Projem ilk onaydan geçti, kurula girdim. Oradaki uzman sayesinde paramı KOSGEB‘den aldım. Bu paranın çok büyük desteği oldu. Dükkânı onun sayesinde işyerimizi canlandırdık. Vergi ve Bağkur borçlarımı ödedim, reklam yaptım, daha rahat nefes aldım. KOSGEB’den 20 bin liralık daha hibe aldım.” Nesibe Aydın, kendisi gibi aile bütçesine katkıda bulunmak isteyen ev kadınlarına, “Bana ailemden kimse yardım etmedi. Benim aldığım devlet hibesiydi. Bana yardım eden devlet. Ev kadınları korkmasınlar, yapmak istiyorlarsa yapsınlar. Önce evde çalışmaya başlasınlar, yaptıklarını internetten satabilirler.” diye seslendi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

KOSGEB ve AB İşbirliği İle KOBİ’lere Finansman Desteği!

KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, Avrupa Birliği İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programı’ndan (COSME) elde edilen kazanımların arttırılması için bir proje geliştirildiğini aktararak, “Projemizle COSME’nin potansiyel faydalanıcılara ve hedef gruplara tanıtılması, hedef grupların bilgi ve bilinç düzeyinin arttırılması ve böylelikle çağrılara başvurularının ve kalitelerinin artırılması yönünde yoğun bir çalışma yürütülecek.” Açıklamasında bulundu. Cevahir Uzkurt, Sheraton Otel’de düzenlenen, “AB COSME, Katılımı ve Programdan Elde Edilen Kazanımları En Üst Seviyeye Çıkarabilmek için Koordinasyon Kapasitesinin Artırılması” projesinin açılış toplantısına katılım gösterdi. KOSGEB’in, COSME’nin ulusal koordinatörlüğünü yürüttüğünü ifade eden Cevahir Uzkurt, söz konusu programın AB komisyonu tarafından 2014-2020 yılları için uygulamaya alındığını belirtti. COSME’nin 2,3 milyar avroluk bütçesiyle, AB’nin en büyük çerçeve programlarından biri olduğunun altını çizen Cevahir Uzkurt, KOSGEB olarak benzer programlardan Türkiye’nin daha fazla yararlanabilmesi için çeşitli çalışmalar sürdürdüklerini söyledi.

Cevahir Uzkurt, COSME progamına katılımla AB ile KOBİ’ler alanındaki ortak çalışmaların arttırılmasını, AB KOBİ politikalarının oluşturulduğu platformlarda temsili, KOBİ destekleri alanında yenilikçi ağlara ve özellikle finansal araçlara erişim konularında devamlılık olmasını istediklerini belirtti. COSME programı kapsamında, KOBİ‘lerin esnek ve kolay şartlarla kredi teminatlarına erişimini sağlayan kredi garantilerinin yanı sıra risk sermayesi yatırım şirketlerine yönelik destekler de olduğuna dikkat çeken Cevahir Uzkurt, “Bu araçlar sayesinde KOBİ’lerimiz uygun ve esnek şartlarda kredi garantilerine erişebilirken, bu teminatlara aracılık eden finans kurumlarıysa sağladıkları kredilerle bağlantılı oluşan zararları, Avrupa Yatırım Fonu tarafından telafi edebilecekler. Ülkemizde şu anda QNB Finansbank, Avrupa Yatırım Fonu ile bir anlaşma imzalamış durumda ve bu konuda 2 ayrı başvuru değerlendirme sürecinde.” Açıklamasını yaptı.

AB Türkiye Delegasyonu Laura Zampetti de AB’nin dünyadaki en büyük ticaret pazarı olduğunu ifade etti. Türkiye’nin, COSME’nin çok önemli ortaklarından biri olduğuna işaret eden Laura Zampetti, “Haziran ayı itibarıyla 2 bin 500 Türk KOBİ, 23,2 milyon liralık finansmandan faydalandı. Bu noktada Türkiye’nin çok daha iyi duruma gelebileceğini düşünüyoruz.” dedi. Laura Zampetti, AB’nin, KOBİ’lere COSME dışında da destekler sunduğunu da aktararak, diğer destekler hakkında bilgilendirme yaptı. KOSGEB ile iş birliklerinin iyi olduğunu söyleyen Laura Zampetti, yakın gelecekte yeni bir projeyle iş birliğine devam edileceğine de dikkat çekti. AB Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanı Kayhan Özüm ise AB programları kapsamında kurulan ortakların, Türkiye’nin AB entegrasyonunu da güçlendirdiğini ve tabana yaydığını ifade etti. COSME bütçesinin büyük kısmının Avrupa Yatırım Fonu üzerinden finansal aracı kuruluşlar aracılığıyla KOBİ’lere ulaştırılacağını söyleyen Kayhan Özüm, AB Bakanlığı olarak söz konusu programdan Türkiye’nin daha fazla faydalanmasına yönelik uygulanacak olan projeyi çok önemsediklerini belirtti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Azim Etti Yaşadığı Şehrin Tek Kadın Esnafı Oldu!

Ağrı merkez Fırat Mahallesi’nde yaşayan evli ve 4 çocuk annesi Güler Saltan, çocuklarını okutmak için yıllarca farklı işlerde çalıştı. 4 yıl önce Kars Kafkas Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan oğlu Hüseyin Saltan’ın Kars’ta bir kadın esnafın olduğunu söylemesi üzerine bu durumdan oldukça etkilenen Güler Saltan oğlu ile fikir alışverişi yaptı. Maddi durumları iyi olmayan ve sadece 20 lirası olan anne ve oğlu tanıdık bir ikinci el satıcıdan eski bir çamaşır makinesi alarak Doğu İş Merkezinde boş olan bir dükkân kiraladılar. Zamanla asker, öğretmen ve öğrencilerin kıyafetlerini çamaşır makinesinde yıkayan anne Güler Saltan, işlerin iyi gitmesi üzerine ikinci bir çamaşır makinesi aldı. Daha sonra çamaşır makinelerinin sayısını 5’e çıkaran anne Güler Saltan, buradan günde kazandığı 70 lira ile evini geçindirdi. Hem kendi evinin işlerini yapan hem de iş yerinde Çamaşır makinelerinde çamaşır yıkayan Ağrı’nın tek kadın esnafı Güler Saltan, 2 kız 2 erkek olmak üzere 4 çocuğuna üniversite okutturarak tüm masraflarını karşıladı. Öte yandan anne ve babaları ayrı olan yaşları 12 ile 17 olan 2 kız torununu evinde 10 yıldır bakan Güler Saltan, çevredeki esnaflardan da olumlu tepkiler aldı. Güler Saltan, işlerin yoğun olmadığı zamanlarda ise boş zamanını kitap okuyarak değerlendiriyor.

İşini severek yaptığını, kendi ayakları üzerinde durduğunu ifade eden Güler Saltan, 20 lira ile işe başladıklarını söyledi. Ticaret lisesi mezunu olduğunu ifade eden Güler Saltan, işini çok sevdiğini ve kendi ayakları üzerinde durduğunu belirtti. Müşterilerle iletişiminin oldukça güçlü olduğunu ifade eden Güler Saltan, “Çok şükür çocuklarımın hepsi üniversite mezunu, bir kızımda basın yayın uzmanı oldu. Bakmak zorunda olduğum anne ve babaları ayrı olan 2 kız çocuğu torunum var, onlara bakıyorum. Sadece 20 liramız vardı, oğlum Kars Kafkas Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çamaşır dükkânı kurduk. Bende çalışmak istiyordum. Çok şükür çamaşır makineleri aldık. Müşterilerimle iletişimim çok iyi benden çok memnunlar. İşimi güzle bir şekilde severek ve isteyerek yapıyorum. En azında kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum. Azda olsa kendi paramı kendim kazanıyorum. Bizde sadece 20 lira vardı, gittik tanıdık bir yerden bir çamaşır makinesi aldık. Eski bir çamaşır makinemizde vardı, onu da getirdik. Öyle iş yerini kurduk, daha sonra yine makineler aldık toplam 5 tane makinemiz oldu. Ben 4 yıldır Ağrı’da tek bayan olarak çalışıyorum. Ayrıca KOSGEB kursuna gittim, girişimcilik belgemi de aldım. Allah izin verirse onu da değerlendireceğim. Çok farklı işlerde çalışarak çocuklarımı okutmaya çalıştım, çok şükür okudular” açıklamasında bulundu.

Güler Saltan, “ Önceleri askerler çarşıya çıkarken kıyafetlerini getiriyorlardı bizde yıkıyorduk. Bütün esnafların işi iyiydi. Esnaflarda askerler karşı çok iyiydi. Fakat daha sonra askerler çarşıya çıkmayınca, son zamanlarda bekâr öğretmenler kıyafetlerini getiriyorlar. Üniversite öğrencileri de kıyafetlerini getiriyorlar. Yani çalışan evli kişiler bile buraya geliyorlar. Önceleri işler daha iyiydi, ama son 5-6 aydır işler iyi gitmiyor. KOSGEB belgemi değerlendirerek işimi büyütmeyi planlıyorum. Sırf o 2 torunum için elimin tuttuğu, gücümün yettiği kadar çalışmaya devam edeceğim” sözleriyle azim ve başarısını dile getirdi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Buğday Çimi Suyu İle İnsana Dev Hizmet!

KOSGEB desteği ve Uzunköprü Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkıları ile kadın girişimci Simge Okan’ın Simge Organik adı ve Smootox markasıyla kurduğu işletmenin Uzunköprü’de Elit Ticaret Merkezinde açılışı yapıldı. İşletme, insan sağlığına sayısız pozitif ürün sunacak.

Kadın girişimci Simge Okan’ın Simge Organik adı ve Smootox markasıyla kurduğu işletme Uzunköprü’de Elit Ticaret Merkezinde açıldı. Açılışa katılan heyet kurdeleyi keserek işletmenin hayırlı olmasını dilediler. Smootox – Simge Organik işletme sahibi Simge Okan, Buğday ve Arpa Çimi Sularının faydaları hakkında misafirlerini bilgilendirdi. Açılışta konuşan UTSO Başkanı Ercan İhtiyar, KOSGEB Edirne il Müdürü Veysel Vural, UTSO Kadın Girişimcileri Başkanı Seval Gemici ve Yönetim Kurulu Üyeleri, UTSO Meclis Üyesi Selma İhtiyar ve misafirler hazır bulundu. UTSO Başkanı Ercan İhtiyar, açılış konuşmasında “Uzunköprü’de girişimci bayanlara KOSGEB vasıtası ile her zaman destek verdiklerinin altını çizerek bu işletmenin ilçemiz için hayırlı olmasını dilerim” ifadelerini kullandı. İşletme sahibi Simge Okan, tesiste buğday ve arpa çimi sularının topraksız tarım uygulaması ile üretildiğini ve insan vücuduna faydalı vitaminler bulundurduğunu söyledi.

KOSGEB Müdürü Veysel Vural, “Kurum olarak genç girişimcileri desteklediklerini söyleyerek bu konuda bizlere destek veren UTSO yönetimine teşekkür ederim” açıklamasını yaptı. Simge Okan; “Buğday ve Arpa Çimi suları topraksız tarım uygulaması ile üretilmekte olup, insan vücuduna faydalı vitaminler barındırdığını belirtmiştir. Çim suları hem antioksidandır, hem de kan basıncına etki eder ve tansiyonu dengeler. Aynı zamanda kan şekerini dengeler, kanı tazeler, karaciğeri temizler ve yaraların iyileşme sürecini hızlandırır” şeklinde bilgilendirme yaptı. Satışlarının şimdilik sadece http://www.simgeorganik.com.tr İnternet siteleri üzerinden gerçekleştirdiklerini söyleyen Simge Okan, Smootox Çim sularının, sade olarak tüketilebildiği gibi, su, meyve suyu, limon gibi malzemeler ile karıştırılarak tüketilebileceğini belirterek “Derin Dondurulmuş Buğday Çimi Suyu, ilk siparişle birlikte özel strafor kutusu içinde, buz aküleri ile teslim edilmektedir” ifadelerini kullandı. Simge Okan, kendilerine ulaşmak ve bilgi almak isteyenlerin web siteleri http://www.simgeorganik.com.tr üzerinden irtibata geçebileceklerini aktardı.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Markasını Yurtdışına Açmak İsteyenlere Hibe Desteği!

Türkiye’deki şirketlerin yurtdışında markalaşmasını hedefleyen Turquality programında KOBİ’lere yönelik fırsatlar arttı. Genellikle büyük ölçekli şirketlere verilen desteklerden artık KOBİ’ler de rahatlıkla faydalanabiliyor. Markasını yurtdışına açmak isteyen şirketler için bu konuda altyapı oluşturma amaçlı 5 yıllık danışmanlık desteği söz konusu. 5 yıldan sonra da ihracat yaptığı hedef pazarlara yönelik danışmanlık destekleri devam ediyor. Bu konuda yıllık verilen destek miktarı ise 2 milyon TL’yi buluyor. Turquality araştırmalarıyla öne çıkan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Salim Çam, şirketlerin çoğunun bu desteklerden habersiz olduğuna dikkat çekti. Salim Çam, “Bazı KOBİ’ler bu desteklere ulaşmanın zor olduğunu düşünüyor” ifadesini kullandı.

Şu an 149 firmanın 159 markasının Turquality Destek Programı’ndan yararlandığını aktaran Salim Çam, “Turquality ilk çıkışı perakende sektörü ağırlıklıydı. Şimdi hemen hemen tüm sektörler bu kapsamda. KOBİ‘ler de bu kapsama dâhil edildi. Marka olabilmek için vizyoner kültür gerekir. Bu kültür kodunu yayamazsak dünya çapında marka olmakta zorlanırız. Bu konuda motivasyon sahibi KOBİ’ler için çok sayıda destek ve teşvik bulunuyor” açıklamasında bulundu.

Destekle ilgili yeni tebliğin de yayınlandığını dile getiren Salim Çam, Turquality Programı kapsamında kuruluşların açıldıkları her yeni pazar için aldıkları desteklerden 5 yıl süresince faydalanacaklarını belirtti. Bu tebliğde değişen maddeler ise depolama hizmetlerine ilişkin giderlere teşvik verilecek, yurtdışı fuar desteğinde ülke kriteri aranmayacak, ürün geliştirme konusunda istihdam edilecek mühendis giderleri desteklenecek, ürün teşhir seralarının kira giderleri, desteklenecek, ilaç sektörüne yönelik ruhsatlandırma ve klinik test giderleri desteklenecek ve Firmalar aynı zamanda Türkiye Ticaret Merkezleri ve Küresel Tedarik Zinciri desteklerinden de yararlanabilecek maddeleri oldu.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Girişimcilik Kursuna Katıldı Hem İş Sahibi Oldu Hem İş Sahibi Yaptı!

Kadın girişimci 4 çocuk annesi 2 torun sahibi Hülya Gönül, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları ve KOSGEB’de aldığı dikiş, mefruşat ve girişimcilik kurslarının ardından öğrendiklerini hayata geçirerek kendi tekstil atölyesinin patronu oldu.

Hülya Gönül, bugün 100 kadına istihdam sağlıyor. Kadınların iş hayatına atılması gerektiğinin altını çizen Hülya Gönül, “İş hayatına 40 yaşından sonra atıldım, 4 çocuğum 2 torunum var. 3 yıldır atölye sahibiyim. 2 atölyem var. Gelecekte kendi markamı yaratmak isterim. Kendi üretimimi yaratıp, firmalara sunmayı hedefliyorum. ‘Zarif’ markalı ürünler de inşallah olur. Ben burada, elini iğne ve tığ tutmasını bilmeyen kadınlarımıza azimle öğretiyorum. İnanıyorum ki kadın isterse çok şey yapabilir.” Açıklamasında bulunurak hem işinin patronu hem de bir yönden hiç iş bilmeyen kadınları istihdam edip onlara öğretmenlik yaptığına dikkat çekti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Girişimciliğin Yanında Sosyal Sorumluluk Sınırlarını Zorladı Ezber Bozdu!

Anne sütünü cevhere dönüştürerek kolye üretimi yapan Tasarımcı Ayşe Abuşoğlu, kültürümüzde anneye, anne sütüne ve bebeklerin kesilen ilk saçlarına önem verildiğine dikkat çekerek, “Bu saçlar kesilir ve genellikle de saklanır. Aslında bütün bu düşünceler bugün yaptığım işin temel düşünsel süreçlerini oluşturdu. Anne sütü ve bebek saçlarının nasıl saklanabileceğini sonrasında da bunların nasıl maddi bir hatıraya dönüşebileceği üzerine düşünmeye başladım.” İfadelerini kullandı. Tasarımları ve girişimcilik yolculuğunu anlatan Tyana Tasarım’ın kurucusu Ayşe Abuşoğlu, çocuğu doğduktan sonra anne sütü ve bebek arasındaki mucizevi ilişkiyi gördüğünü, bunun kendisini çok etkilediğini aktardı. Anne sütü ve bebek saçlarının nasıl saklanabileceğini, sonrasında da bunların nasıl maddi bir hatıraya dönüşebileceği üzerine düşünmeye başladığını söyleyen Ayşe Abuşoğlu, şöyle devam etti: “Bu düşünce beni daha fazla araştırmaya itti. Sonunda bu tür tasarımların dünyada bir tek kadın tarafından yapıldığı sonucuna ulaştım.

Türkiye’de bu tür bir işlem ve tasarım yapılmıyordu. Kendisiyle iletişime geçmeye ve ürün yaptırmaya karar verdiysem de bunda başarılı olamadım. Anne sütünün taşlaştırılması konusunda da herhangi bir formüle ulaşamamıştım. İşte o dönem, ‘Ben kendimi tanıyorsam, bunu kendi kendime yaparım.’ diye düşündüm. Hatta bunun formülünü diğer annelerle de paylaşabileceğim umudunu besledim. Eşimin tabiriyle ‘Küçük esnaflık’ maceram böylece başlamış oldu. Ayşe Abuşoğlu, kendini “fikri bulan” kişi olarak görmediğini dile getirerek, ortalama bir yıl kadar anne sütünü cevhere dönüştürmek için çalışmalar yaptığını ifade etti. Denemeleri sonucunda anne sütünü cevhere dönüştürüp, bebek saçını da bu tasarımlara eklemeyi başardığını söyleyen Ayşe Abuşoğlu, “Sütü birtakım kimyasal işlemlerden geçiriyorum. Aşama aşama devam eden bu işlemler 15-20 gün sürüyor. Sonrasında da bebek saçı yerleştirme ve kaplama işlemlerini uyguluyorum. Tabii anne sütünü cevhere dönüştürmekle işim bitmedi. Sonrasında bunları yerleştireceğim takıları da temin etmem gerekti. Bu nedenle ilk iş seyahatimi İstanbul’a Kapalıçarşı’ya gelerek yaptım.” Açıklamasında bulundu. Tasarımcı Ayşe Abuşoğlu, İstanbul’daki işlerini tamamladıktan sonra eve döndüğünde eşinin sürpriziyle karşılaştığını söyleyerek, “Eşim 6 metrekarelik çalışma odamın kapısına genel müdür, muhasebeci, laboratuvar ve depo ifadelerinin yer aldığı tabelalar yaptırmıştı.” Sözlerini kullandı.

Evindeki olanaklar elverdiğince kendi fotoğraf stüdyosunu kurduğunu aktaran Ayşe Abuşoğlu, çay tepsisi, doğadan topladığı taşlar ve fotoğraf makinesiyle kendi kişisel stüdyosunu kurduğunu ifade etti. Ayşe Abuşoğlu, tüm bu süreçler sonunda kişisel çabalarının kendisine önemli değerler kattığını ifade ederek, “Anladım ki mazeretler insanın gözünü hedeften ayırdığı anda gördüğü şeylermiş. Genelde bu tür üretimlere hobi olarak başlanıyor. Bankacılık ve devlet memurluğunda toplam 8 yıllık bir deneyimim vardı. Bu işimden ayrıldım ve girişimci olmaya karar verdim. KOSGEB‘in girişimcilik kursuna katıldım ve sonrasında resmi olarak işletmemi kurdum. Bu sayede girişimciliğin zorlu ama güzel yönünün farkına vardım.” Açıklamasında bulundu. Girişimcilik serüveninin herkese örnek olabileceğini söyleyen Ayşe Abuşoğlu, “Sınırlarını zorla, ezber boz” sloganıyla hareket ettiğini belirtti.

Abuşoğlu, sürekli gelişmeye ve yenilenmeye çalıştığına dikkat çekerek, ” ‘Türkiye de ilk defa anne sütü ve bebek saçından kolye yapmak yetmez.’ dedim. Kolye satın alan bütün annelerin ve bebeklerinin adına TEMA Vakfı’ndan bir fidan bağışı gerçekleştirmeye başladım. Böyle bir uygulamayı hayata geçirdiğim için kendimle gurur duyuyorum. Bu uygulama ile sadece ülkemize değil dünyamıza faydalı bir iş yaptığımı ve bebeklerinin adına dikilmiş bir fidan sertifikası hediyesi alan anne babalar içinde büyük bir sürpriz ve mutluluk oldu.” Açıklamasında bulundu. Yaptığı takıların endüstriyel tasarımlar olmadığını hatırlatan Ayşe Abuşoğlu, kişiye özel bu hediyelerin yapımının bu nedenle biraz zaman aldığını söyledi. Abuşoğlu, sosyal medya üzerinden kendisine çok sayıda sipariş geldiği bilgisini vererek, model ve tasarım konusunda annelerle fikir alışverişinde bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin dört bir yanından kargoyla gelen anne sütlerinin belirlenen süre içinde tasarıma dönüştüğünü dile getiren Ayşe Abuşoğlu, olumlu geri dönüşlerin kendisini çok mutlu ettiğini açıklamalarına ekledi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Başarılı Girişimcilere Çifte Burs İmkânı!

Türkiye Bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu olarak bilinen TÜBİTAK’ın yeni başlatmış olduğu Bireysel Genç Girişim (BİGG) programının 2017 çağrısı 1. dönem sonuçları açıklandı. 2012 yılından bugüne kadar 557 girişimci hibe desteği ile şirketlerini kurarak fikirlerini hayata geçirmiş oldu. Geçtiğimiz sene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen “Teknogirişim Sermayesi Desteği” ile birleştirilen Bireysel Genç Girişim programında, 1. aşama sonuçları ile birlikte TÜBİTAK tarafından desteklenen 20 adet uygulayıcı kuruluş girişimcilere eğitim, mentörlük, kuluçka ve müşteri doğrulama desteklerini içerecek şekilde hızlandırıcı hizmet sunuldu.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Arif ERGİN program ile birlikte Türkiye’deki yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasına ve hayata aktarılma konusunda girişimcilere kapsamlı bir destek sunulduğunu ifade etti. Ergin Bireysel Genç Girişim Programının 2. aşamasında TÜBİTAK tarafından başarılı bulunan girişimcilere 150 bin TL’ye kadar sermaye imkânı verileceğini ve girişimcinin isteğine bağlı olarak kendilerine iş rehberi atanacağını söyledi. Bunlara ek olarak da, “Bireysel Genç Girişim Programı desteği alan üstün başarılı girişimcilerin, Türkiye ve İngiltere’nin birlikte yürüttüğü ‘Kâtip Çelebi-Newton Fonu’ çerçevesinde, İngiltere’de İnovasyonun Liderleri Burs (Leaders in Innovation Fellowships) Programından yararlanmaları da sağlanıyor” diye konuştu.

Bireysel genç girişim programı 2017 yılı çağrısı 1. dönemine 20 uygulayıcı kuruluş aracılığı ile 3 bin 327 girişimci farklı iş fikirleri ile başvuru yapıldığını belirten Ergin bunlardan 1457 tanesinin 1. aşama desteği almaya uygun görüldüğünü ifade etti. Bu girişimcilerden 320 tanesi ise 2. aşamaya başvurma onayı aldığı ve 312 tanesinin şartları kabul edilerek panel değerlendirmesine onaylandığını söyledi. Ergin, yapılan panel değerlendirmeleri sonucunda 206 girişimcinin Teknogirişim sermayesi desteği almasına onay verildiğinin aktardı ve ekledi, “Teknogirişim Sermayesi Desteği almaya hak kazanan 206 girişimci, ağustos ve eylül aylarında şirketlerini kurmaları sonucu TÜBİTAK’la sözleşme imzalayarak, 1 Ekim’de iş planlarını gerçekleştirmek için çalışmalarına başlayacak. Bireysel Genç Girişim Programı 2017 yılı 1. dönemi kapsamında girişimcilere yaklaşık 30 milyon liralık hibe destek sağlanacak. 2017 ikinci dönem değerlendirme sonuçları 30 Kasım’da açıklanacak.” Açıklamasında bulundu.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Hibe Desteğiyle Açtığı Kafe Engellilere Yönelik Dizayn Edildi!

Malatya’da engelli camiasında “Aynur Abla” olarak bilinen Aynur Yılmaz, hem kadınlara hem de engelli vatandaşlara kurduğu iş yeriyle örnek oldu. Aynur Yılmaz, KOSGEB desteği ile açtığı kahvaltı salonunu engelli vatandaşların rahat hareket edebileceği şekilde dizayn ederek hayata geçirdi. Aynur Yılmaz, işyerinden elde edeceği gelirle de her ayın sonunda bir engelli vatandaşa tekerlekli sandalye almayı hedefliyor. 47 yaşındaki Aynur Yılmaz, enerjisi ile kadınlara örnek olmaya çalışıyor. Yürüyen engelli olan Aynur Yılmaz, KOSGEB’den aldığı proje desteği ile Sivas Caddesi’nde açmış olduğu işyeri ile bu günlerde adından sıkça söz ettiriyor. Uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan ve 2012 yılında emekli olan Aynur Yılmaz, “1970 doğumluyum Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliyim 1997-2012 yılları arasında çalıştım. 2012’de günüm doldu, 28 Şubat’ta benden sonra çalışacak engellileri düşünerek emeklilik dilekçemi verdim, 3 Mart’ta da emekli oldum. Kendimde engelliyim, kız kardeşimde engelli tekerlekli sandalyeli.” dedi.
Açmış olduğu mekânı kendisi gibi engelli olanları düşünerek açtığını ifade eden Aynur Yılmaz, “Aslında isim olarak ‘Ay Mış Mış’ düşünmüyordum, ‘Engelsiz Cafe’ diye düşünüyordum ama mekânım küçük olduğu için dedim ilk etapta böyle bir şey yapalım ileriye yönelik belki ikinci şubemizde, üçüncü şubemizde engelsiz olarak açabiliriz. Mekânı engellilere uygun tasarladığım için rampasından, girişinden, çıkışından, sandalye masa dizişine kadar engelliler için ayarladık onlara yönelik yaptık. Tabi bu arada engelsiz arkadaşlarımıza da kapımız her zaman açık. Engelli birinin dışarı çıkması gerekiyor, bir yerleri görmesi gerekiyor, farklı ortamlara gitmesi gerekiyor. Malatya’mızda gidebildikleri sadece AVM var, yani engellilere uygun olarak başka hiçbir mekân hiçbir alan özelliklede yemekhanelerde, kafelerde böyle bir şey mevcut değil. Ben onları düşünerek böyle bir mekân açmayı düşündüm.

Bu arada engelli misafirlerime ve üniversite öğrencilerine indirimli hizmet vereceğiz. Sadece kahvaltı hizmeti vermiyoruz. Öğleden sonrada ara öğünlerimiz olacak. Acıkan herkes için mantı, köfte-ekmek, tost gibi atıştırmalıklarımız her daim mevcut” ifadelerini kullandı. İşletmeci Aynur Yılmaz her ayın sonunda engellilere bir adet tekerlekli sandalye almayı hedeflediğini söyleyerek “6 yıl kız kardeşim engelliydi ondan sonra ona bir sandalye alamadık biz çok mağdur edildik. Kız kardeşimde bizlerde mağdur olduk. Tabi o çıkamadığı için, inemediği için ondan dolayı her engelliye burada imkân sağlıyoruz. Şunu da belirtmek istiyorum bütün engelli derneklere kurum ve kuruluşlara da sesleniyorum benim yanımda oldukları sürece onlarla birlikte birer tane sandalye vermek istiyorum. Her ayın sonunda özellikle de 3 Aralıkta iki sandalye vermeyi düşünüyorum. Her ay sonunda duruma bakacağız mutlaka ama mutlaka bir engelliye tekerlekli sandalye almayı düşünüyorum. Ama gerçekten ihtiyacı olan kişilere verilecek sandalye olacak.

Engelli kardeşlerime sesleniyorum; ne olursa olsun hayat yaşamaya değer, çıksınlar en azından kendilerini tanısınlar önce kendileriyle barışık olsunlar sonrada dünyayla zaten barışık olacaklardır. Herkes benim yanımda oldu yanımda olan tüm dostlarıma teşekkür etmek istiyorum. Mutlaka toplantılar yapacakları zaman, organizasyon yapacakları zaman, herhangi bir şey olduğu zaman benimle iletişime geçsinler. Zaten dediğim gibi burayı engelliler için yapıyoruz ne zaman isterlerse gelsinler. Bir de KOSGEB destekli olduğu için kurumsal bir yer, korkmalarına da gerek yok” ifadelerini aktardı.

Akülü sandalyesi ile yıllarca istediği gibi mekânlara girip çıkamadığını belirten 38 yaşındaki müşteri Aysel Yılmaz, böyle bir mekân açıldığı için mutlu olduğunu belirtti. “Ben birkaç aydır ilk defa dışarıya çıkıyorum. Daha önce birçok yerlere gittim, gittiğim yerlerin yokuşu olmadığı için çok zorlandım, tekrar kapıdan dönüp gidiyordum. Burayı yeni keşfettim yeni açılmış. Zaten buranın hem girişi engellilere uygun hem çıkışı uygun olduğu için çok rahat bir ortam. Artık buradayım burada da rahat bir ortam var. Elemanlarda çok iyiler yani ilgileniyorlar engelli olarak bizlerle çok ilgileniyorlar ben çok teşekkür ediyorum. Engelli arkadaşlarıma evlerinden çıkmalarını tavsiye ediyorum böyle yerleri keşif edip rahat ortamları bulup gezsinler bence eve kapanmasınlar” diyerek tüm engellilere cesaret verdi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr