KOBİ’ler Türk Ekonomisinin Lokomotif Unsurlarıdır!

Türkiye Bilişim Derneği, Ankara Sanayi Odası ve Ankara Ticaret Odası tarafından işbirliği ile Sheraton Otel’de ‘1. Kobiler ve Bilişim Kongresi’ düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, kongrede yaptığı konuşmada KOBİ’lerin bilişimle, teknolojiyle, Ar-Ge ve inovasyonla buluşmak zorunda olduğunu ifade ederek, “KOBİ’lerimizi yeni sanayi anlayışının gerektirdiği şekilde donatmamız gerekiyor. Her zaman söylüyoruz KOBİ’ler Türk ekonomisinin lokomotif unsurlarıdır diye. Bunu bir adım daha öteye götürürsek KOBİ’ler ekonominin çelik çekirdeğidir diyebiliriz. KOBİ tanımına baktığımızda Türk ekonomisinin aslında bir KOBİ ekonomisi olduğunu da söyleyebiliriz. Türkiye’deki işletmelerin %99’u KOBİ’lerdir. Bu oran Almanya, Fransa, Güney Kore’de de aynıdır. Toplam istihdamın %76’sı katma değerin %54’ü ihracatımızın %60’nı KOBİ’lerin oluşturduğunu biliyoruz. Tüm bu rakamlar bize KOBİ’lerin ihmal edilemeyecek kadar önemli olduğunun kanıtıdır. Ancak Türkiye Bilişim Derneği Başkanımıza biraz serzenişte bulunmak istiyorum. Sayın Başkan salon boş. KOBİ’ler önemli diyoruz ama salon boş” ifadelerini kullandı.

Hiçbir koşulda Türkiye’nin en dinamik ekonomi aktörleri olan KOBİ’leri ihmal etmediklerini ve etmeyeceklerine dikkat çeken Bakan Faruk Özlü, “KOSGEB’in başlattığı 0 faizle işletme kredisi kapsamında 10 Şubat ve 11 Temmuz tarihleri arasında 274 bin 279 işletmemize 6,7 milyar lira destek verdik. Kullanılan kredilerin 1,5 milyar liralık faiz gideri KOSGEB tarafından karşılandı” açıklamasını yaptı.

Geçtiğimiz haftalarda KOSGEB aracılığıyla çok önemli bir destek ve kredi paketinin müjdesini verdiklerini anımsatan Faruk Özlü, “KOBİ gelişim destek programını ve bütçesini daha da genişlettik. Bilanço usulünde defter tutmak kaydıyla orta ve yüksek teknolojili imalat sektöründeki KOBİ’lerimizin tümü 11 Eylül-20 Ekim tarihleri arasında başvurabilirler. Bu destek programı bugün konuştuğumuz KOBİ’ler ve bilişim konusunun tam olarak karşılığıdır. Çünkü biz bu programda bilişim teknolojisi alt yapısını güçlendirmek isteyen KOBİ’lere tam destek sağlıyoruz. Özellikle orta yüksek ve yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerimize önemli bir finansman desteği veriyoruz. Sizlerden isteğim KOBİ Gelişim Destek Programını ayrıntılı olarak incelemenizdir. Projelerinizi hazırlayınız ve KOSGEB’e başvurunuzu yapın.” Sözlerini aktardı.

TÜİK tarafından açıklanan bir veriye değinen Faruk Özlü; “Bu veri 2017 yılına ait girişimlerde bilişim teknolojileri kullanım araştırmasının sonuçlarıdır. Bu sonuçlar memnuniyet vericidir. Türkiye’de internet erişimine sahip girişimlerin oranı %96 seviyesine ulaşmıştır. Bu oran geçen yıl %93 olarak belirlenmişti. 2016 yılında girişimlerin %66’sı web sayfasına sahipken 2017 yılında işletmelerin %73’ü web sayfasına sahip olmuştur. Bu büyük bir sıçramadır. 10 ve daha fazla çalışanı olan KOBİ’lerin % 46’sı 2017 yılında sosyal medya uygulamalarını kullandı. Bu oran 2016 yılında %38 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu veriler bize şunu söylemektedir; KOBİ’lerimiz bilişimi seviyorlar, bilişimi benimsiyorlar, bilimin gerektirdiği imkânları kullanıyorlar. Biz bilişimi sadece web sayfasından ve sosyal medyadan ibaret olarak görmüyoruz. Eğer yarınlara dair bir şey konuşacaksak içinde bilişim olmayan dijitalleşme olmayan teknoloji ve bilim olmayan hiçbir şey konuşamayız.” Açıklamasında bulundu.

Türkiye’de 48 milyon kişinin her gün internete bağlandığını, 47 milyon kişinin aktif olarak sosyal medyayı kullandığını söyleyen Faruk Özlü, insanların %95’nin cep telefonu sahibi olduğunu, cep telefonu kullananların %75’inin akıllı telefonları tercih ettiğini, dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanımının ise %51 oranında olduğunu ifade etti. Faruk Özlü, “Tüm bu rakamlar bilginin girdi olarak kullanıldığını, tüm ticari girişimlerin yapısının değiştiğinin kanıtıdır.” dedi.

“2016 yılı verilerine göre ülkemizde bilgi ve iletişim teknolojilerinin toplam pazar hacmi 94,3 milyar liraya ulaşmış durumda” diyen Faruk Özlü, “Sektörün ihracatı ise bir önceki yıla göre %32 artarak 3,1 milyar lira seviyesinde gerçekleşmiştir. İhracatımızın 2 milyar liralık kısmı yazılımdan gelmiştir. Bu rakamlar elbette yeterli değil. 4. Sanayi devriminin hayatımıza girdiğini düşünürsek bilişimde ve yazılımda büyük bir sıçrama yapmak mecburiyetindeyiz. Yeni sanayi devrimini ve anlayışını teknoloji ve bilimin geleceğine dönük bütün hedeflerimizin merkezine koymak zorundayız.” değerlendirmesini yaptı.

Bakan Faruk Özlü, “KOBİ’ler için bilişim ve dijital dönüşüm artık bir tercih değil, zorunluluktur. Dijital ekonomiyle dost olmak barış içinde olmak şart. Türkiye sanayide dijital dönüşümü sağlayacak teknolojik altyapıya sahip bulunuyor. Bugün ithal ettiğimiz birçok ürünü yurt içinde kendimiz üretecek potansiyele girişim gücüne ve teknolojiye sahibiz. Bu nedenle KOBİ’lerimize ‘Türkiye’de yapın desteği kapın’ diyoruz. İthal edilen bir ürünü bir KOBİ ile eşleştirmek istiyoruz. 1000 ürün 1000 KOBİ programı ithal ettiğimiz bin kalem ürünü yerleştirmeyi kapsayan bir projedir. Bu ürünlerin bir defaya mahsus masraflarının tasarımlarını ve Ar-Ge’lerini biz karşılayacağız. İthal ettiğimiz ürünler içinde öyle ürünler var ki bizim yurt içi sanayimiz ve KOBİ’lerimiz bunları rahatlıkla yapabilecek donanıma sahip. KOBİ’lerimizi bu yeni projeye teşvik etmek için özellikle KOSGEB’i imalat sanayine odaklanan bir kurum haline getirmek istiyoruz.” İfadelerini kullandı.

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ise KOBİ’lerin, üstlendikleri rol ve ülkeye sağladıkları katkı nedeniyle ekonominin yapı taşları olduğunu, büyüme, refah ve istihdamın artmasında önemli rol oynadıklarını belirtti. Teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediğini söyleyen Gürsel Baran, “KOBİ’lerimizin uluslararası rekabette avantajı elde edebilmeleri için dünyadaki değişim ve dönüşüme ayak uydurmaları, işlerini büyütmek, hızlandırmak, verimliliği artırmak için teknolojiden en etkin şekilde yararlanmaları gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Türkiye’de her gün milyonlarca kişinin internete bağlandığına dikkat çeken Gürsel Baran, TÜİK’in 2017 verilerine değinerek, “Bilgisayar ve internet kullanımı 2017 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde %56.6’dan, %66.8’e yükseldi. İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal ve hizmet siparişi veren ya da satın alan 16-74 yaş arası grubundaki bireylerin oranı %24.9 oldu” açıklamasında bulundu. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir ise, Türkiye’nin yeni bir büyüme hikâyesine ihtiyacı olduğunu ve bunun temelinde verimlilik, yenilikçilik ve dijitalleşmenin bulunduğunu aktararak, “İş gücü, sermaye ve toplam faktör verimliliklerini artıramayan bir Türkiye’nin sürdürülebilir bir büyümeyi yakalaması oldukça zor görünmektedir. Ekonomimizin dinamizmi ve aynı zamanda bel kemiği olan KOBİ’lerin yenilikçilik faaliyetleri ve dijitalleşmesi ile birlikte verimlilikleri yükselebilecektir.” Değerlendirmesinde bulundu.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Yıllarca Tekstil Fabrikasında Çalıştı Sonra Aldığı Hibeyle Tekstil Atölyesini Açtı!

Kastamonu’da yaşayan lise mezunu 38 yaşındaki Hamide Sekecek, aile bütçesine katkı sağlamak için 21 yıl tekstil fabrikalarında çalıştı. Hamide Sekecek ‘in hayatı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından kendi işini kurmak isteyenlere yönelik açtığı girişimcilik kursu ile tamamen değişti. Kursu başarıyla tamamlayan, ardından KOSGEB‘den 50 bin lirası hibe olmak üzere 150 bin lira kredi almaya hak kazanan iki çocuk annesi Hamide Sekecek, hayalindeki tekstil atölyesini açmayı başardı. İşe 7 kişiyi çalıştırarak başlayan Hamide Sekecek, bugün 83 kişi istihdam ediyor. Sekecek ‘in atölyesinde üretilen ürünler, İtalya ve İspanya’ya da ihraç ediliyor. Yıllarca başkalarının yanında çalıştığını, artık kendisi için bir şeyler yapmak istediğini ifade eden Hamide Sekecek,  “Müşteri bulabilir miyim diye başlarda tedirgin oldum korktum. Bu nedenle çalışırken tanıştığım, İstanbul’da  işiyle uğraşan Aynur Bozkurt’a ortaklık teklif ettim. Onun da kabul etmesiyle Mayıs 2016’da 7 kişiyle işe başladık. Eşim ve ailemden çok büyük destek aldım. Yavaş yavaş çalışan sayısını yükselttik. Çalışanların büyük çoğunluğu kadın. Hepsi ev hanımıydı. Şimdi hepsi işi bilen insanlar. Ayda 200 bin parça bebek kıyafeti üretiyoruz.” Açıklamasında bulundu.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Çocukluk Hayali KOSGEB Desteği İle Artık Gerçek!

Tokat’ta çocukluğundan beri modanın içerisinde olmak ve kıyafet tasarlamak isteyen Didem Demirci, bu hayaline devletin girişimci kadınlara verdiği kurslar ve hibe destekleriyle ulaştı. Genç kadının iş yerinin açılışı Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ve Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Arat tarafından gerçekleştirildi.

Evli ve bir çocuk annesi olan 31 yaşındaki Didem Demirci’nin çocukluk hayaline ulaşmak için yıllardır gösterdiği çaba, Tokat Belediyesi Behsat Hanımeli Kültür Merkezi ve Halk Eğitimde gördüğü kurslar, Tokat Ticaret ve Sanayi Odasında katıldığı Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi ve sonrasında KOSGEB’den aldığı hibe ile sonuca ulaştı. Didem Demirci açılış öncesinde yaptığı konuşmada, devletin ve yerel yönetimlerin kadınlar için yaptığı çalışmalar ve sonrasında alınan hibe ile hayalinin gerçekleştirdiğini ifade etti. Didem Demirci: “Sanki sihirli bir değnek ile oldu her şey. Tokat Belediyemize, Behsat Hanımeli Kültür Merkezimize, Tokat TSO’ya, İŞKUR’a ve KOSGEB’e teşekkürlerimi sunuyorum. Bu kurumların her birinin verdiği hizmetlerle, onların sihirli dokunuşlarıyla hayalimi gerçekleştirdim. Allah devletimize zeval vermesin,” diyerek açıklamada bulundu.

Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, günümüzde kadınların da iş hayatında kendini göstermesiyle istihdama sağladıkları katkının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Başkan Eyüp Eroğlu: “Tokat Belediyesi olarak açmış olduğumuz Hanımeli Merkezimizde Tokatlı kadınlarımızın kendilerini geliştirmesi ve istedikleri mesleği yapabilmelerine yönelik çalışmalar düzenliyoruz. Bu çalışmaların sonucunu da kursiyerlerimizin açtıkları iş yerleriyle alıyoruz. Ben kendisini tebrik ediyor, iş yerinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum,” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Arat ise devletin, yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin verdiği desteklerle açılan bu tür işletmelerin, iş yeri açmayı hayal eden birçok girişimciye umut olduğunu belirtti. Başkan Ahmet Arat: “Didem kardeşimizin iş yerinin kendileri için bereketli, memleketimiz ve ülkemiz için hayırlar getiren bir yer olmasını diliyorum. Azminden dolayı kendisini kutluyor, bol kazançlı günler diliyorum,” dedi. Yapılan konuşmalar sonrasında iş yerini gezen Başkan Eyüp Eroğlu ve Başkan Ahmet Arat, Didem Demirci’nin katıldığı kursların bitirme belgelerini kendisine takdim etti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Yeni İcat Çıkartın Rekor Desteği Kapın!

hhhh

Yeni İcat  Çıkartın Rekor Desteği Kapın!

Türkiye ekonomisinin, ihracatının iki dinamik sektörü olan otomotiv ve tekstil Bursa’da Ar-Ge, tasarım ve inovasyon fırtınası koparacaktır. İki sektörün de bir arada gerçekleştireceği ve adeta zirveye dönüşecek olan  ‘Tekstil ve Otomotiv Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları’ organizasyonunda dünyaca ünlü inovasyon ve tasarım guruları sahne alarak Türkiye’nin bu alandaki vizyonuna destek sunacaklardır.

Türkiye İnavosyonla Çığır Açaçak

Üretimin, tarihin ve kültürün başkenti Bursa’ya Ar-Ge, İnovasyon ve Tasarım desteği ile cazibe merkezi kimliği kazandırmayı hedeflediklerini anlatan İbrahim Burkay, “Bu kapsamda inovasyonun, toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmesi ve bir kültür haline gelmesi gerekiyor. Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları, sanayicimizi, akademisyenlerimizi, girişimcilerimizi ve Bursa’daki tüm paydaşlarımızı bir araya getirerek, tasarım ve inovasyonun bir kültür olarak benimsenmesini sağlayacak önemli bir platform olacak. Toplumun tüm katmanlarının içerisinde olduğu bir platform oluşturduk. Bursa, 5 gün boyunca Ar-Ge’yi, inovasyonu, tasarımı ve modayı konuşacaktır.” diyerek ifade etti.

Kobiline Bilgi Merkezi 0850 811 2 444
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi2015

Üniversite, Denizli Tekstilinin Envanterini Çıkardı

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) yürütücülüğünde, Denizli tekstil sanayinin envanteri çıkarıldı.

Pamukkale Üniversitesi tarafından yürütülen Denizli Tekstil Sanayi Envanterinin Belirlenmesi Projesi tamamlandı. PAÜ Mühendislik Fakültesi Seminer Salonu’nda düzenlenen toplantıya Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Başkanı İsa Dal, İhracatçılar Birliği Meclis Başkanı İbrahim Uzunoğlu, Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Yıldıray Turhan, oda temsilcileri ve öğretim elemanları katıldı.

Pamukkale Üniversitesi yürütücülüğünde Denizli Sanayi Odası, Denizli Ticaret Odası, İhracatçılar Birliği ile DETGİS’in ortaklığını yaptığı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle gerçekleşen projede, 11 öğretim elemanı ve 20 öğrencinin görev aldığı belirtildi. Anket yoluyla gerçekleşen ve 3 ay süren çalışmaya, Denizli’nin 19 ayrı bölgesinden toplam 407 tekstil firması katılırken, Denizli tekstil sanayinin istihdam, üretim hattı, proses, üretim kapasitesi, ürün türleri açısından altyapısını belirlemek, geleceğe yönelik öncelikleri ve amaçları ortaya koymak amacıyla yapılan projede çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Yıldıray Turhan, Denizli’deki tekstilin fotoğrafını çektiklerini ve geleceğe dönük bir yol haritası sunduklarını söyledi.

Denizli’de tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmaların büyük bir çoğunun düşük kapasite ile çalıştığının belirlendiğini ifade eden Turhan, şöyle konuştu: “Bunun nedenleri olarak iç ve dış pazardaki talep yetersizliği gösterilmektedir. Gelecek 5 yıl içerisinde Denizli’de tekstil sektöründe önemli bir kapasite artışı beklenmemektedir. Uzun yıllar ürettiği ürün tipinde uzmanlaşmış, üretimde hemen tüm tedarik zincirini oluşturmuş, beraberinde birçok yan sanayi kuruluşların oluşmasını sağlamış, ürettiği ürün pazarıyla iletişim ve ilişkilerini geliştirmiş Denizli tekstil sektörünün küresel ekonomik değişimin, yüksek maliyet ve düşük karlılığın getirdiği güçlükler karşısında ürün çeşitliliğine girmesi, katma değeri yüksek teknik tekstil ürünlerine yönelmesi münferit firma bazında alınabilir bir risk değildir. Hükümet bazında bölgesel-sektörel bazlı teşvik programlarının oluşturulması ve bunun uzun bir zaman dilimi içinde uygulanması gereklidir. Böyle bir teşvik programının etkin ve geniş katılımla faydalanılabilir olması ise ancak yöreyi çok iyi tanıyan üniversiteler, kalkınma ajansları ve meslek odalarının ortak çalışması ile sağlanabilir”

Mali imkanlar incelendiğinde, tekstil sektörünün alacak tahsilatında zorluk çektiği, kredi temininde ve kredi maliyetlerinin yüksekliği gibi problemlerin olduğunun görüldüğünü belirten Turhan, “Enerji maliyetleri ile ilgili problemlerde en dikkat çekici sonuç, elektrik maliyetlerinin yüksek olmasıdır” dedi.

Yıldıray Turhan, Denizli’de tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge faaliyetlerine verdiği önemin genel olarak değerlendirilmesi sonucu yüzde 10 gibi çok düşük bir oranda kaldığının göze çarptığını söyledi.

TÜBİTAK, KOSGEB ve Kalkınma Ajansları gibi destek kuruluşlarının faaliyetlerinden yararlanmak için projeler geliştirilmesi ve bu konuda üniversitenin öncü rol oynamasının firmaların Ar-Ge çalışmalarına dönük yaklaşımlarını da değiştireceğini anlatan Yıldıray Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Firmaların büyük bir çoğunluğunun tanıtım ve pazarlama faaliyetleri içinde ürün numunesi önemli bir yer tutmaktadır. Bu basit fason üretim anlayışını temsil etmektedir. Fason üretim pazara giriş için uygulanabilecek stratejilerden olabilir. Ancak, bu şekildeki bir işletmecilik tarzının çok fazla geleceği yoktur. Denizli tekstil sanayi işletmeleri üretim yeteneklerini kazanma açısından ve pazarı tanımak açısından fason üretimi tercih etmişlerdir ve doğru bir yaklaşımdır. Ancak, sadece bu yaklaşımı benimsemek asla yeterli değildir. Bu nedenle işletmelerin markalaşma bağlamında, ortak marka, perakendecilik, kişiye özel üretim ve internette pazarlama gibi aşamalara en kısa zamanda geçmeleri gerekmektedir.”

Firmaların bulundurdukları istihdam özellikleri açısından incelendiğinde mühendis çalışan sayısının oldukça düşük olduğunu, bununla birlikte yüksek lisans ve doktoralı çalışanın hiç olmadığının ortaya çıktığını söyleyen Turhan, sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecekte rekabet edebilirlik açısından Ar-Ge ve tasarım çalışmalarının öne çıktığı bir durumda, uzmanlık alan bilgilerine sahip bu tür çalışanların az olması firmaların sahip olduğu en zayıf yön olarak tespit edilmiştir.”

Kobiline Bilgi Merkezi 0850 495 55 66
Bizi Takip Edin; www.twitter.com/KobiLine
Bizi Takip Edin; www.facebook.com/kobi.line.kobidestekmerkezi

Tekstilciler Yerli Tekstil Makinesi İstedi

MÜSİAD Bursa Şubesi’nin ‘Tekstil ve Deri Sektör Kurulu’ toplantısı Hilton Otel’de yapıldı. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay ile AK Parti Bursa Milletvekilleri Önder Matlı ve Hakan Çavuşoğlu’nun katıldığı toplantıda, “Teşvik Paketi’nin Bursa’ya etkileri”, “Sektörde ara eleman ihtiyacı ve meslek edindirme kursları”,“Tekstil makinelerinin Bursa’da üretilmesi” ve “Bursa’da teknik tekstil çalışmalarının teşvik edilmesi” konuları tartışıldı.

MÜSİAD Bursa Şubesi Tekstil Deri Sektör Kurulu Başkanı Rıdvan İmamoğlu, yeni teşvik paketi ile bazı kentlerin tekstilde avantajlı hale geldiğini belirterek, Bursa tekstil sektörünün de bu sürece uygun strateji belirlemesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin artık kendi tekstil makinelerini üretmesinin zamanının geldiğini de vurgulayan İmamoğlu, bunun başaracak beyin gücü ve alt yapının bulunduğunu ifade etti.

Özel sektörün bu konuda özendirilmesini isteyen İmamoğlu, şunları dile getirdi: “Otomotiv yan sanayinde oldukça güçlü olan firmalarımız, gerek teknolojik altyapıları ile gerekse deneyimli ekipleri ile tekstil makineleri konusunda da üretim yapabilirler. Cumhuriyetimizin 100. yılında, yerli otomobil, yeri uçak gibi ‘Made in Turkey’ markalı tekstil makinelerini de üretmeliyiz kısacası. Tekstil makineleri üretiminde, kendimize yeterli hale gelmemiz gerektiği gibi makine ihraç eden ülke ve şehir haline de gelmeliyiz. Ayrıca, sektörümüzü güçlü kılmak için teknik tekstilde de atılım yapmalıyız.”

Bursa Lokomotif Olmaya Kararlı

MÜSİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çepni ise Bursa’nın lokomotif sektörü tekstilin hedeflerini iyi koyması gerektiğini ifade etti. “Karamsar tablo çizmeye gerek yok” diyen Çepni, “Bursa Türkiye’de tekstil sektörünün lokomotif kenti. Gerçekten değişim, dönüşüm dediğimiz kısımda bir hayli mesafe aldık ama alınması gereken de çok mesafeler var. Cari açığımıza katkısı olacağına inandığımız tekstil makinelerinin üretimi çok isabetli bir karar. Çünkü hepimiz bu konuda finans kayıpları yaşıyoruz. Türkiye’nin önemli ölçüde dövizi gidiyor. Biz bu üretimlerin de yapılabileceğine inanıyoruz.” dedi.

Dünyada 750 Milyar Dolarlık Pazar Var

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da, tekstil ve hazır giyimin Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir sektör olduğunu kaydetti. Burkay, şu bilgileri verdi: “Dünya dış ticareti bugün 17.5 trilyon dolar seviyesine gelmiş durumda. Tekstil hazır giyim sektörünün payı ise 750 milyar dolar. Biz bu pazara talibiz. Sektörde ise artık teknik ve fonksiyonel tekstil önem arz ediyor. Toplam 750 milyar dolar olan tekstil ticaret hacminin yüzde 40-45 civarı giyim tekstilleri, yüzde 30 mekan tekstili, yüzde 25’i de teknik ve fonksiyonel tekstilden oluşuyor.”

İhracatta hedeflerin tutturulabilmesi için ABD ve Çin gibi dünyanın en büyük ithalatçı ülkelerine odaklanmak gerektiğinin altını çizen Burkay, yurtdışı seyahatlerinin önemine değindi.

AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ise 2023 hedefinin belirlendiğini hatırlatarak, “Anadolu insanı kendi önündeki bariyerleri açtıktan sonra bir toplumsal dönüşümü ortaya koydu. Böylece bir kalkınma atılımı gerçekleştirdi. Demokrasi yaşamının tüm topluma hakim olmasıyla ekonomide önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. Yanı başımızda Avrupa Birliği ülkeleri yanarken Türkiye en az hasarla krizi atlattı.” diye konuştu.

AK Parti Bursa Milletvekili Önder Matlı da Türkiye’nin güçlü yapısı ve aldığı önemli kararlarla krizlerden etkilenmeden sağlam bir şekilde yoluna devam ettiğini belirtti.