Bakanlık Yerli Üretim Yapanın Yanında!

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, sanayide ithalatı azaltıp yerli üretimi ve istihdamı artırmaya yönelik ses getirecek yeni projeyi anlattı. Faruk Özlü, “Türkiye’nin ihracatının % 95’ini sanayi ürünleri oluşturuyor. Yani Türkiye’nin ihracatı sanayiye dayalı bir ihracat. Fakat ihracatımız içerisinde yaklaşık % 60’a varan kısmı yurtdışı ürünü. İthal ettiğimiz ürünler içerisinde öyle ürünler var ki bizim yurtiçi sanayimiz bunları yapabilecek yetenek ve güce sahip. Onun için biz özellikle KOSGEB’in genel KOBİ destekleri vermesi yerine imalat sanayine odaklanmasını istiyoruz. Ve buna ilişkinde yeni bir proje ve çalışma yürütüyoruz. Bir program üzerinde çalışıyoruz: 1000 ürün 1000 KOBİ. İthal etmekte olduğumuz 1000 ürünü belirliyoruz. Bu 1000 ürünü Türkiye’de üretebilecek 1000 KOBİ ile eşleştireceğiz. Bunların bir kereye mahsus masraflarını, tasarlama, geliştirme ve piyasaya sürme masraflarını biz destekleyeceğiz. Zaten ithal ettiğimiz için Türkiye’de pazarda bir ihtiyaç mevcut. Zaten pazar var. Dolayısıyla 1000 ürün 1000 KOBİ programı, ithal ettiğimiz 1000 kalem ürünü yerlileştirmeyi esas alan bir projedir,” sözleriyle açıklama yaptı.

Trabzon’a yapılacak yatırım adası ile ilgili bakan Faruk Özlü, “Türkiye’nin gelişmesi sıçrama yapması ve eşik atlaması için mega endüstri bölgelerine ihtiyacı var. OSB’ler, sanayi siteleri ve serbest bölgeler var. Ama biz Türkiye’nin belli bölgelerinde, 5 endüstri bölgesi yapmayı arzu ediyoruz. Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Güney Marmara (Balıkesir-Çanakkale arası), Kuzey Ege ve Doğu Akdeniz’de 5 büyük endüstri bölgesi oluşturmayı arzu ediyoruz. Bunun bir tanesini Trabzon’a kuracağız. Doğu Karadeniz’de. Trabzon’da arazi olmadığı için denizi doldurup bir yatırım adası oluşturacağız.  Dünyanın bazı ülkelerinde bu tarzda endüstri bölgeleri var. Singapur’da, Malezya’da, Çin’de var. Bunlar OSB’nin çok büyüğü. Kuracağımız endüstri bölgelerinden en az ikisinin petro kimya esaslı, petro kimya sanayine hizmet edecek şekilde yapılandırılmasını planlıyoruz. Bizimkinin 50 milyar, 40 milyar dolar cirosu olsun. Bunu 5 ile çarptığınız zaman yaklaşık 200-250 milyar dolarlık Türkiye’nin 5 bölgesinde bir ciro, bir ekonomik faaliyet oluşacak ki bunun Türkiye’ye bir sıçrama yaptıracağı açıkça ortada,” ifadelerini kullandı.

Bakan Faruk Özlü girişimcilere verilecek destekler hakkında, “KOSGEB aracılığıyla yeni girişimciye hibe desteklerimiz vardı. Geçen sene ekonomik durgunluk olduğunda KOSGEB’de bir strateji değişikliğine gittik. Yeni girişimcileri destekleyeceğiz ama oluşmuş girişimcileri de kaybetmeyelim, onların da ayakta kalması lazım diye düşündük. 50 bin liraya kadar KOBİ destek kredisi oluşturduk. Bu krediden yaklaşık 273 bin KOBİ faydalandı. Toplamda 6,7 milyar lira destek verildi. Yeni girişimcilere verdiğimiz destekler hala da devam ediyor. TÜBİTAK TEYDEB kapsamında; 1512 Tekno Girişim Sermaye Desteği çerçevesinde, 2013-2017 Temmuz itibarı ile 59,4 Milyon TL hibe desteği verildi. Bununla birlikte BİGG projesi kapsamında 2017 yılı 1. Döneminde girişimcilere 1512 Tekno Girişim Sermaye Desteği çerçevesinde 30 milyonluk hibe desteğinin sözleşmesi yapılmış ve Ekim ayında ödemeler yapılmaya başlayacak. Yine 2017 yılı 2. Dönemi kapsamında da girişimcilere 1. Dönemi aşan hibe desteği verilecek.  Piyasa gözetim ve denetimle ilgili Türkiye’de 10 bakanlık ve kuruluş var. Burada bir model üzerinde anlaşmaya çalışıyoruz. Bunu inşallah önümüzdeki günlerde ekonomi koordinasyon kuruluna ileteceğiz. O kuruldan çıkacak karara göre de Bakanlar Kurulu’na gelecek ve Meclis’ten geçecek. 10’a yakın kurum bu işten sorumlu. Bunları derleyecek toparlayacak ve piyasada tüketicinin korunmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturulacak. Bu projenin ekonomiyi güçlendirmesini umut ediyoruz,” açıklamasında bulunarak müjdeli haberi verdi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Tarım Hayvancılık Yatırımcılarının Dikkatine!

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının desteklenmesi amacıyla Türkiye ile Avrupa Birliği’nin ortaklaşa finanse ettiği Kırsal Kalkınma Hibe Destek Programı IPARD kapsamında tarım ve balıkçılıkta işleme ve pazarlama yatırımlarına % 50 hibe desteği verileceği söylendi. Bu destek ülkemizdeki 42 ili kapsayacak. Bu uygulamadan kırmızı et-kanatlı et ve ürünleri ile su ürünleri, meyve-sebze üreticileri yararlanacak.

Destek için başvurular 28 Eylül’de sona erecek. Açıklamayı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olan ‘Tarım ve Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) yaptı. ‘Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması ile İlgili Fiziki Varlıklara Yönelik Yatırımlar’ tedbiri kapsamında yapılacak % 50 hibe desteği, ülkemizin 42 ilinde uygulanacak. Hibe desteğinden yararlandırılacak beş yatırım konusu ise: Süt ve süt ürünleri, kırmızı et ve et ürünleri, kanatlı et ve et ürünleri, su ürünleri, meyve-sebze ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması olarak belirlendi. Başvurular 6 Eylül 2017 günü itibariyle başladı. Başvurular, yatırımın uygulanacağı ildeki Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) İl Koordinatörlüklerine yapılabilecek. Bu şekildeki başvuruların son teslim tarihi 28 Eylül 2017 saat 18.00 olarak açıklandı. Ayrıca, çevrimiçi proje başvuru sistemi ise 26 Eylül 2017 günü saat 21.00’e kadar açık olacak. Buradan da başvuru kabul edilecek.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

KOSGEB Desteği İle Geçmişi Artık Geleceği

Tekirdağ’lı Gülseren Gürkanlar, çocukluğundan bu yana biriktirdiği eski eşyalarından oluşan evini, KOSGEB desteğiyle “müze pansiyona” dönüştürdü. Eski eşyalarla süslü evini müzeye dönüştürme hayalini gerçekleştirmek için çalışmalar yapan 60 yaşındaki Gülseren Gürkanlar, evini ziyaret eden eski Kültür ve Turizm İl Müdürü Mehmet Altaş’ın yönlendirmesiyle önce Trakya Kalkınma Ajansı’na daha sonra da KOSGEB’e başvuru yaptı. Müracaatının kabul edilmesinin ardından iki aylık bir eğitim alan Gülseren Gürkanlar, evini “müze pansiyon” yaparak hizmet vermeye başladı. Bir süre sonra pansiyona kahvaltı salonu da ilave eden Gülseren Gürkanlar, yöresel ürünlerden oluşan eşsiz bir sunum yaptığı müşterilerini asırlık eşyalar arasında adeta tarih yolculuğuna çıkarıyor. İşletmeci Gülseren Gürkanlar,  çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Müzeye çevirdiği evinde sergilediği eşyaların birçoğunun kendisine ait olduğunu, bazılarının ise dostları tarafından hediye edildiğini söyleyen Gülseren Gürkanlar, “5 yıl önce evimi KOSGEB desteğiyle iş yerine dönüştürdüm. Çocukluğumdan beri eski eşyalara ilgi ve merakım vardı. Hatıraları yaşanmışlığı seviyorum. Bütün eşyalarda bir yaşanmışlık var ve ben hepsinin üzerindeki yaşanmışlığı silmeden saklamak istiyorum. Ben bu eşyaları kollamak, onları uzun yıllar daha sergilemek istiyorum,” diyerek açıklamada bulundu.

Çalışmayı ve üretmeyi sevdiğini belirten Gülseren Gürkanlar, “Eşyalar daha çok Trakya yöresine aitken burası duyulmaya başladıktan sonra Türkiye’nin her yerinden gelen misafirler eşya getirmeye başladı. O yüzden bu yörenin dışında da eşyalar olmaya başladı. Anadolu, Karadeniz ve Ege yörelerine ait eşyalar da mevcut burada. Mevcut eşyalarla çok farklı kültürler oluşmaya başladı,” sözlerini kullandı. Gülseren Gürkanlar, farklı bir konsept olması için bu tarz bir işletme açmayı düşündüğünü ve bunu KOSGEB desteğiyle başardığını ifade etti, “Buralara farklı bir canlılık getirmek istedim. Gelen ziyaretçiler de burayı çok beğeniyor. İnsanların geri dönüşleri çok olumlu oluyor. Burası duyuldukça Türkiye’nin her yerinden insanlar gelmeye başladı,” diye konuştu.

Pansiyonda bulunan eşyaların kendisi için manevi değerlerinin büyük olduğunu söyleyen Gülseren Gürkanlar, “Kitre bebekleri de 5 yıl önce katıldığım bir kursta kendim yaptım. Hem para hem de güzel bir beceri elde ettim. Şimdi bebekleri burada sergiliyorum ve yöre halkının yaşantısını, geçmiş kültürünü insanların beğenisine sunuyorum. Zamanla bu alanda da kendimi geliştirdim ve çok sayıda kitre bebeğimiz oldu. Evimde 200 yıllık Kur’an-ı Kerim, Süleyman Demirel’in meclis kürsüsünde konuştuğu mikrofon, türkücü Muzaffer Akgün’ün sahne kıyafeti de bulunuyor,” Gülseren Gürkanlar, “Türkiye’nin her yerinden gelen misafirler eşya getirmeye başladı. O yüzden bu yörenin dışında da eşyalar olmaya başladı. Anadolu, Karadeniz ve Ege yörelerine ait eşyalar da bulunuyor burada. Burada bulunan eşyalarla çok farklı kültürler oluşmaya başladı,” dedi iş yerinin farklı konseptiyle büyük ilgi uyandırdığımı belirtti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

KOBİGEL Projesi İle 300 Bin TL Hibe Desteği Müjdesi Verildi!

Hem ekonomiyi hem imalat sektörünü güçlendirmek ve rekabeti artırmak amacıyla KOSGEB’in KOBİ’lere sunduğu en önemli destek fırsatlarından KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı başvuruları başladı. Destek kapsamında firmalara, 1 milyon liraya kadar destek sunulacak. Sanayi işletmelerinin ve KOBİ’lerin dostu KOSGEB, imalat sanayi sektörünü güçlendirmek için destek sunmaya böyle devam ediyor. KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı’nın 2017 çağrısı açıldı. Desteğin üst limitleri geri ödemesiz olarak 300 bin lira, geri ödemeli 700 bin lira olmak üzere toplam 1 milyon lira olacak. Üst limitler aşılmamak şartıyla, uygun bulunan gider kalemleri ve tutarlarının KDV hariç kısmı üzerinden % 60 oranında destek verilecek.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, KOSGEB’in KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı 2017 çağrısı başvurularının başladığını söyledi. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi için imalat sanayi sektörünü güçlendirmek ve rekabet gücünü artırmak gerektiğine dikkat çeken Faruk Özlü, bu kapsamda “Üretim ve İhracatta Teknoloji Seviyesi Yüksek, Katma Değerli Ürünlerin Payının Arttırılması” temasıyla, imalat sektörü KOBİ’lerine yönelik proje çağrısı hazırladıklarını ifade etti.

Çağrı başvurularına, 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlık olarak, üretimde nesnelerin interneti uygulamaları, orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracattaki gücünün arttırılması, katma değeri yüksek üretim yapısına geçiş, ihracat kapasitesinin arttırılması ve yeni pazarlara açılım, mikro ölçekli işletmelerde tasarım, mühendislik imkân ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi ve ölçek büyütme, bilişim teknolojisi altyapısının güçlendirilmesi, enerji verimliliğinin arttırılması ve yeşil üretime geçiş başlığı altında sunulan projeler kabul edilecek.

Çağrıya proje sunacak işletmelerin, KOSGEB veri tabanına kayıtlı ve aktif olmaları şartı gerekiyor. Bilanço usulünde defter tutmak kaydıyla, orta yüksek ve yüksek teknolojili imalat sanayisi sektörlerindeki KOBİ’lerin tümü, 11 Eylül-20 Ekim’de başvuru yapabilecek. Orta düşük ve düşük teknolojili sektörlerdeki KOBİ’lerde ise 2016 yılı net satış hasılatının en az 300 bin lira ve yıllık ortalama çalışan sayısının en az 3 olması gerekiyor. İşletmelerin proje bütçe tekliflerinin, 2016 yılı net satış hasılatını aşmaması şartı koşuluyor.

KOBİ’lerin destekten azami ölçüde faydalanabilmeleri için çağrı kapsamına uygun, somut ve ulaşılabilir hedefler tanımlamaları, hedeflere ulaşmalarını sağlayacak faaliyetleri ayrıntılı olarak kurgulamaları ve proje giderleriyle faaliyetleri arasındaki ilişkileri net olarak göstermeleri gerekiyor. Proje hedef ve faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmak şartıyla yeni istihdam (en fazla 4 personel) edilecek personel, makine-teçhizat ve kalıp (ikinci el ürünler hariç), yazılım, eğitim, danışmanlık, belgelendirme, test, analiz, tanıtım, yurt dışı seyahat, fuar katılım, stand, nakliye ve fuar kataloğu giderlerine katkı sunacak.

Başvurular kurullar tarafından incelemeye alınacak ve 100 puan üzerinden olan değerlendirmede eşik puan değerini geçenlerin 2. değerlendirme safhasına alınacak ve nihai puanlama yapılacak. Nihai puanlama sonucunda uygun bulunan projeler sıralamaya tabi tutulacak. Bütçe imkânları dâhilinde en yüksek puandan başlamak üzere desteklenecek projeler belirlenecek. İşletme sahibinin veya %50’den fazla hisseli ortağının kadın girişimci olması, orta yüksek veya yüksek teknolojili sektörde faaliyet gösterilmesi, işletmenin KOSGEB veya diğer kamu kurumlarından aldığı proje desteğinin, çağrı ilan tarihinden geriye son 3 yıllık süre içinde başarılı tamamlanmış olması şartlarını sağlayan KOBİ’lerin projelerine, toplamda %10’a kadar ilave puan verilecek.

Başvurular hakkında daha detaylı bilgi almak ve proje yazım süreçlerinizin daha güvenilir ve garanti olması için uzman ekiplerle işbirliği yapmanız sizin yararınıza olacaktır.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

KOSGEB Hibesiyle İmalathane Açtı Eşinin Bile Patronu Oldu!

Kilis’te devletten aldığı destekle kendi işini kuran Meral Dama, açtığı pasta imalathanesi ve pastanede eşinin yanı sıra 34 kişiye istihdam sağlıyor. Uzun yıllar Kütahya’da yaşayan ve eşinin işlerinin kötüye gitmesiyle memleketleri Kilis’e dönme kararı alan 2 çocuk annesi Meral Dama, İŞKUR tarafından düzenlenen KOSGEB Girişimcilik kursuna katıldı. 70 saatlik mesleki eğitim kursunun bitirip iş yaşamına atılan ve aldığı krediyle pastane açan Meral Dama, başarılı çalışmalarıyla tüm kadınlara örnek oldu. Kısa sürede hayallerini gerçekleştiren Meral Dama, kendi ayakları üzerinde durmanın ekonomik özgürlüğünü kazanmanın mutluluğunu yaşıyor.

İşletmeci Meral Dama, Kilis’e gelmelerinin ardından iş aramaya başladıklarını, eşiyle iş aramaya çıktıkları bir gün gördükleri dükkânın dikkatlerini çektiğini ve oraya pastane kurmaya karar verdiklerini ifade etti. Meral Dama, “Yaptığım araştırmalar sonucunda KOSGEB’in kadın girişimcileri desteklediği bir projesi olduğunu öğrendim ve başvurumu yaptım. Kurslarına katılarak aldığım destekle kendi iş yerimi açtım. İlk geldiğimde burası küçücük bir dükkândı. Zamanla kazandıkça geliştirdik, büyüttük. Elimizden geldiği kadarıyla her gün daha da büyütmeye çalışıyoruz. Küçücük bir işletme iken şu anda 36 kişi ile birlikte çalışıyoruz. Biraz işler iyiye gidince önce ikinci katı aldık, daha sonra arka taraftaki iş yerlerini bünyemize kattık. Şu anda imalathanemiz sığmadığı için onu da başka bir binanın altına taşıdık. Kadın girişimci olarak devletimizin desteğiyle eşimin de işimin de patronu oldum,” sözleriyle düşüncelerini ifade etti.

Küçük bir işletmeyken şu anda zincirleşmeye doğru devam ettiklerini belirten Meral Dama, tüm kadınlara da tavsiyelerde bulunarak, kadınların ilk önce kendisine güvenmesi, yapacağı işin ne olduğunu bilmesi ve devletin verdiği desteklerden mutlaka yararlanması gerektiğini ifade etti. Açtıkları iş yeriyle bölgedeki önemli bir ihtiyacı gidermenin yanı sıra istihdama da katkı sağladıklarına dikkat çeken Meral Dama, “Pastanede eşimin yanı sıra 34 kişi çalışıyor.” dedi. KOSGEB İl Müdürü Murat Küçükoğlu da kurum olarak Girişimcilik Destek Programı kapsamında girişimci adaylarına 50 bin liraya kadar hibe, geri ödemeli olarak da 100 bin lira destek imkânı sunduklarını söyledi. Girişimcilik programları sonrası kurulan işletme sayısının her geçen gün daha da arttığını belirtti Murat Küçükoğlu, “Bu tür işletmeleri görünce tarifi imkânsız bir memnuniyet duygusu yaşıyor ve gururlanıyoruz, çünkü ülke ekonomisine katkı sağlıyorlar,” diyerek girişimcilerin başarılarından gurur duyduklarını belirtti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

İnanç ve Azimle Çalıştı Devlet Teşvik Verince Kazandı!

Henüz 14 yaşındayken çocuk denecek yaşta evlenerek yaşıtlarının ip atlayıp oyun oynadığı ve okula gittiği zamanlarda eğitim hayatını sonlandırıp çocuklarına annelik yapmaya başladı. İlk çocuğunu kucağına aldığında artık kocaman bir anne olan Yeter Urcan ve ailesi, eşi daimi bir işte çalışmadığı için maddi zorluklar çekmeye başladı. Çeşitli işlerde çalışan genç kadın çocukluktan beri hayalini kurduğu cilt bakım uzmanlığı için MEKSA Vakfı’nın açmış olduğu kursa yazılmaya karar verdi. MEKSA’nın özellikle dezavantajlı kadınlara yönelik açtığı kursları arkadaşlarından duyan Yeter Urcan, yazıldığı cilt bakım kursundan aldığı eğitimle hayatına yeni bir sayfa açtı. Kısa sürede kaptığı mesleği hayata geçiren Yeter Urcan, etrafından aldığı borçla kendine ait bayan kuaförü ve güzellik salonunu açtı. Maddi sorunlar nedeniyle şu anda yanında kimseyi çalıştıramayan Yeter Urcan’ın en büyük hayali, alacağı desteklerle daha büyük bir salon açıp kadınlara istihdam olanağı sağlamak.

Erken yaşta evlenip eğitimine ara vermek zorunda kalan Yeter Urcan, hayallerinden asla vazgeçmeyip, insanın isterse her şeyi başarabileceği kanıtı oldu. Çocukluktan beri istediği güzellik salonunu açan Yeter Urcan, bir yandan da eğitime zaman ayırdı. Girdiği sınavda başarılı olan Yeter Urcan, Açık öğretim Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünü kazanarak, önce çocuk yapıp, sonra kariyer de yapılabileceğini gösterdi. Hayattaki en büyük varlıkları olan çocuklarına da iyi örnek olan Yeter Urcan, 19 yaşındaki kızının okuması için varını yoğunu ortaya koyuyor. Kendisi gibi küçük yaşta evlenmesini istemediği kızı, girdiği üniversite sınavında başarılı olarak tıpkı annesi gibi üniversite öğrencisi oldu.

Yaşamı ile ilgili açıklamalarda bulunan Yeter Urcan, 19 yıllık evli olduğunu ve iki çocuk annesi olduğunu belirtti. Evlendikten sonra çeşitli aralıklarla çalışmak zorunda kaldığını belirten Yeter Urcan, birçok yerde ise işe giremediğini kaydetti. MEKSA Vakfı’nın açmış olduğu cilt bakımı kursunu duyduğunda bu kursa yazılmaya karar verdiğini söyleyen Yeter Urcan, “Cilt bakımını çok seviyordum ve bu alanda kendimi geliştirmek istiyordum. MEKSA Vakfı’nın açmış olduğu kursa kayıt yaptırdım. Bu bana büyük bir fırsat oldu. Burada cilt bakımlarının en ince ayrıntısına kadar öğrendim,  eğitimlerimi aldım. Kursu tamamladıktan sonra özgüvenim yerine geldi ve iş yerimi açmaya karar verdim. Bunu bende yapabilirim dedikten sonra çevremden borç aldım. Benim öz sermayem yoktu. Aile ve yakınlarımın desteği ile dükkânımı açtım. Şu anda işlerimiz çok iyi gidiyor. KOSGEB’e hibe desteği için başvuru yapacağım. Bu benim için bir başlangıç, ufaktan başladım ve işimi büyütmek istiyorum. İleriki zamanlarda daha büyük bir salon açıp kadınlara istihdam olanağı oluşturmak istiyorum,” sözleriyle gelecek planlarından bahsetti.

19 yaşında bir kızının olduğunu ifade eden Yeter Urcan, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Kızım bu yıl üniversiteyi kazandı. Ben de açık öğretimden eğitimimi sürdürüyorum. Bir yandan çalışıyordum bir yandan da eğitimime devam ediyordum. Okumayı çok seviyorum, her zaman içimde büyüttüm okuma isteğini. Ben 2014 yılında açık öğretimden uluslararası ilişkiler bölümünü kazandım ondan sonra kızıma ilham kaynağı oldum, o annem yaparsa ben de yaparım diyerek girdiği sınavda başarılı olup üniversite öğrencisi oldu. Ben erken yaşta evlendim, kızımın böyle bir şey yaşamasını istemem bu yüzden hep kızımı okumaya teşvik ettim. Ben okuyarak kızıma örnek oldum. O da beni örnek aldı. Okumanın, kariyerin yaşı yoktur, insanlar kesinlikle inandığı şeylerin peşinden gitmeli. Ben inandığım için okumaya devam ettim. Herkes bana evlendiğimi okumamam gerektiğini söylerken ben kimseyi dinlemedim ve amacıma ulaştım. İnsanlar önce kariyer sonra çocuk düşünüyor ben önce çocuk yaptım sonra kariyer yaptım. İnşallah kariyerimi daha da ileriye taşıyacağım. Tüm Kadınlara söylemek istediğim, evde oturmasınlar. Her zaman istediklerinin hayallerinin peşinden gitsinler, isterlerse yapamayacakları hiçbir şey yoktur,” diyerek tüm kadınlarımızın kendilerine güvenmeleri ve inanmaları gerektiğini dile getirdi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com

Hem Para Kazanıyor Hem Eğleniyor!

Iğdır’da yaşayan Mustafa Dilovan, 6 yıl önce ilgisini çekerek satın aldığı tavşanları hobi amacıyla büyütmeye başladı. Bir süre sonra tavşanlara olan ilgisini artırıp evinin yanında bulunan alanı briketlerle inşa ederek tavşanların üremelerini sağlayan bir alana haline getirdi. Mustafa Dilovan, zaman içinde yetiştirdiği tavşanları satarak geçimini bu işten sağlamaya başladı. Tavşanları ilk başta bir çocuğun sattığı 2 tavşanı çok beğenince hobi amacıyla alarak beslemeye başladı. Yaşadığı bölgede bakkallık yapan Mustafa Dilovan, bir süre sonra beslediği tavşanlar hızla üremeye başlayınca bakkalının yanındaki boş alanı tavşanlara tanzim etti. Burada tavşanların beslenmeleri ve barınmalarını sağlamak için özel bölmeler yapan Mustafa Dilovan, tavşanların sayısının yaklaşık 300’e ulaşmasını sağlayarak ilkel yöntemlerle tasarladığı mekânı bir “tavşan yetiştirme alanına” dönüştürdü.

Önceleri çevresinin olumsuz eleştiriler aldığını söyleyen Mustafa Dilovan, söylenenlere aldırış etmeden tavşanların günlük bakımını yapıp birçok farklı bölgeye satışını yapmayı sürdürdü. Tavşanlarla ilgilenmenin stres atmak için iyi bir yöntem olduğunu söyleyen Mustafa Dilovan,  hayvanlarla ilgilenmenin kendisini psikolojik olarak rahatlattığını ifade etti. Günlük hayatta yaşadığı streslerin önüne tavşanlarla uğraşarak geçtiğini aktaran Mustafa Dilovan, “Bir çocuk kapıma iki tavşan getirdi, Allah’ın takdiri işte bende dışarıdaydım, sanki bir ilaç gibi elime geçti tavşanlar. Bakıcılık yaptım, yetiştirdim derken iki üç sene içinde 100’ü buldu sayıları, ilaç gibi geldi bana.” Açıklamasında bulundu. Tavşanlarla bir çocukla ilgilenir gibi ilgilendiğini ifade eden Mustafa Dilovan, “Yaklaşık 6 yıldır besliyorum, üreyen bir hayvan, neredeyse bini aşacak sayıya ulaştı, yerim müsait olmadığı için şimdilik bu şekilde idare ediyorum. Bu tavşanlar benim için hobi oldu, stresimi giderdim. Dışkılarını çiçekçilere ve aktarlara veriyorum. Tüyü de çok kıymetli, kilogramı 60 dolara satılıyormuş, ben kırkmıyorum, kırkıp tekstilcilere başvursam daha fazla gelir elde edebilirim,” ifadelerini kullandı.

Mustafa Dilovan, tavşanların yıl içinde çok sayıda üremelerinden dolayı kısa sürede binlerce tavşan üreyebileceğini, bu sayede daha geniş bir kitleye hitap edilebileceğini ve daha fazla kazanç elde edilebileceğini dile getirdi. Pek bilinmese de farklı illerden gelen talepler karşılık vererek tavşan satışı yaptığını söyleyen Mustafa Dilovan, “Alan müsait olmadığı için işimi geliştiremiyorum. Millet bazen bana hor gözle bakıyor. Geçimimi böyle sağlıyorum, rahatsızlık geçirdiğimde çalışamaz duruma geldim. Şimdi destek verilirse güzel bir iş yeri açacağım, büyük bir çiftlik açacağım. Bir çiftlik açarsam daha büyük bir iş yaparım, herkes faydalanır. Özellikle gübresi çiçekçiler için bulunmaz bir maddedir. İşimi büyütürsem Iğdır ovasında güzel bir iş alanı oluşur,” diyerek gerekli desteği alabilirse bu işi büyüteceğini ifade etti.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Soru Size Kimin İzin Vereceği Değil Sizi Kimin Durdurabileceğidir!

Sahip oldukları potansiyelin farkında olan kadınların başarı hikâyelerine bir yenisi daha eklendi. Bu hikâye ülke sınırlarını aştı.  Samsun’da dekorasyon işiyle ilgilenirken “erkek işi” diyenlere umursamayıp KOSGEB desteğiyle doğal taş ve patlatma taş atölyesini açan 3 çocuk annesi Filiz Doğan, iş yerinde 15 kadını istihdam ediyor ve 4 ülkeye ihracat yapıyor. Filiz Doğan yaptığı açıklamada, daha önce dekorasyon ürünleri sattığı bir iş yeri olduğunu, gittiği fuarlarda doğal taşlara ve patlatma mermerlere büyük talep olduğunu görünce Samsun’da üretim yapmaya karar verdiğini ifade etti. Günümüzde yapı malzemeleriyle ilgili insanların isteklerinin değiştiğini fark eden Filiz Doğan, “Eskiden imkânsızlıklar yüzünden kullanılan doğal yapı taşları günümüzde modern mimaride estetik görünüm amaçlı kullanılıyor ve bu taşlar talep alıyor,” ifadelerini kullandı.

Doğal taş ve patlatma taş atölyesi kurmak istediğinde “erkek işi” diye çocuklarının bile kendine karşı çıktığını söyleyen Filiz Doğan, “Bu talebime çocuklarım da tepki gösterdi. Erkek işi, yapamazsın, zor bir iş dediler ama KOSGEB’in hibe desteği ile atölye kurdum. 1,5 yıl önce kurduğum atölyeyi büyük bir üretim atölyesine dönüştürdüm. Erkeklerin işi olarak bilinen doğal taş ve patlatma mermer taş işinde kadınların başarısını herkese göstermek istiyorum,” diyerek kendine ve kadınlara olan güvenini gösterdi.

Atölyesinde 15 kadına iş imkânı verdiğine dikkat çeken Filiz Doğan, kadınların erkeklerden daha hassas ve dikkatli çalıştığını ve daha becerikli olduğunu belirtti. Filiz Doğan, ”Doğal taş işi ile mekânları güzelleştirmek mekânlara farklı görsellikler kazandırmayı hedefledik. Bu nedenle yaptığımız işin de kusursuz ve düzgün olması için çok çaba gösteriyoruz. Bunun için daha titiz çalışan ve eli sanata daha yatkın olan bayanların çalışmasını tercih ettim. Erkek işi gibi görünse de bayanlar daha özverili ve başarılı oluyor. Sadece taş ve mermerleri kaldırmak için erkek personel çalıştırıyorum. Atölyeyi kurmak isterken karşı çıkan oğlum da şimdi yanımda çalışıyor. Başta Amerika, Kanada, Cezayir ve Tunus’a ihracat yapıyoruz. Aynı zamanda iç piyasaya da ürün veriyoruz. Amacım, 5 yıl içinde dünyanın 20 ülkesine ihracat gerçekleştirmek ve 50 kişiye istihdam sağlamak,” açıklamasını yaptı.

Atölyede yönetici olarak çalışan Toykan Özbek ise annesinin taş atölyesi kurma fikrine ilk başlarda sıcak bakmadığını ancak annesinin girişimciliği sayesinde dünyanın 4 ülkesine taş gönderir hale geldiklerini söyledi. Toykan Özbek, ayda 2 bin 50 metrekare üretim yaptıklarını sözlerine ekledi. Atölyenin taş dizme ve paketleme kısmında çalışan Çiğdem Ceylan ise, evde oturmak yerine bu işte çalıştığını söyleyerek, ”Taş dizmek evde dantel örmekten daha kolay ve daha keyifli. Burada her gün binlerce taşı bir araya getirerek işliyoruz ve sonunda güzel bir ürün ortaya çıkıyor. Yaptığımız ürünleri görünce de mutlu oluyoruz,” sözlerini kullandı. Çalışanlardan Edanur Binici ise bir kadın patronun yanında çalışmanın kendileri için daha güven verici olduğunu belirterek hem aile bütçesine katkıda bulunduğunu hem de kadınlarla aynı ortamda çalışmanın mutluluğunu duyduğunu söyledi.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Bakanlık Balıkçılara Devlet Desteği Müjdesini Verdi!

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dan balıkçılara müjdeli haber. Balıkçılar 4,5 aylık süreden sonra  ‘Vira Bismillah’ diyerek yeni av sezonuna başladı. Ancak ilk gün çok sayıda tekne, Kurban Bayramı sebebiyle kıyıda kaldı denize açılamadı. İstanbul’da balıkçılar, bayramın ikinci gününden itibaren denize açılacaklarının açıklamasını yaptı.

Balıkçılara müjde de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dan geldi. Yeni av sezonunun hayırlı ve bereketli geçmesini dileyen Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, “Göllerimiz ve barajlarımızda avcılık yapan tüm balıkçı tekneleri dâhil, denizlerimizde faaliyet gösteren 10 metreden küçük balıkçı teknelerinin tamamı destekleme kapsamına alınacak devlet desteğinden faydalanabilecekler. Avcılık faaliyetlerinin kayıt altına alınması şartıyla, gemi başına, boylarına göre 500 TL-1000 TL arasında destekleme ödemesi yapılacağı açıklaması yaptı. Bu yıl yine ilk defa çipura ve levrek stoklarını desteklemek amacıyla, Akdeniz’deki lagünlerimizden binlerce levrek ve çipura balığı denizlerimize bırakıldı,” açıklamasında bulundu. Bu açıklama balıkçıların yüzünü güldürdü hem de bu sezonun bereketli geçeceğinin habercisi oldu. O zaman bize de tüm balıkçılarımıza “haydi rast gele” demek düşüyor.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr

Asırlık Telkâri Sanatı KOSGEB Desteği İle Tekrar Canlanıyor!

Osmaniye’de girişimci Mehmet Şükrü Demir, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’ndan destek alarak, geçmişi M.Ö. 3 binli yıllara kadar uzanan Mardin’e özgü telkâri sanatını ayakta tutarak gelecek nesillere taşıyor. Mardin Artuklu Üniversitesi Midyat Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılan Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü’nden mezun olan Şükrü Demir, babasının Süryani ustalardan eğitim aldığı telkâri sanatıyla ilgilenmeye başladı.

Çırak bulmakta zorlanan meslekler arasında yer alan telkâri sanatını yaşatmak isteyen Şükrü Demir, KOSGEB’den aldığı 43 bin TL destekle babasının tayini nedeniyle bulunduğu Osmaniye’de mesleğini icra etmeye devam ediyor. Şükrü Demir, “Ben Mardin Midyatlıyım benim bu telkâriye öncelikle hevesim küçükken babamın Süryanilerin eğitimine gitmesiyle oluşmaya başladı. Ardından işte içimdeki hobi büyüdü bende bunu fırsat bilip Mardin’de kendi memleketimde takı tasarım eğitimine başladım. 2014 yılında daha sonra ailemin Osmaniye’ye tayinleri çıktı. Mardin Artuklu Üniversitesi Midyat Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılan Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü’nden mezun oldum. Eğitimim bittikten sonra Osmaniye’de KOSGEB’den aldığım destekle 3000 yıllık geçmişi olan telkâri sanatını yaşatmak için uğraşıyorum. Şuanda makineleşme yaşansa da el işçiliği ile yapılan işlerde daha sağlam kaliteli ürünler ortaya çıkıyor. El işçiliğinin ölmemesi için telkâri sanatını aslına uygun olarak yaşatmak ve gelecek nesillere taşımaya çalışacağım,” açıklamasını yaptı.

Şükrü Demir, öncelikli hedefinin elinden geldiğince Osmaniye başta olmak üzere Çukurova Bölgesinde telkâri sanatını tanıtmak olduğunu ifade etti. Hüseyin Koç adlı müşteride, çarşıda gezerken tezgâhta bulunan telkârinin ilgisini çektiği söyleyerek, “Özellikle özel günlerde yoğunlukla kadınların kullanabileceği çok şık ve kullanışlı bir ürün olduğunu gördüm. Osmaniye’de başka hiçbir yerde bunu görmedim. İnsanların özellikle kadınların denemesi ve incelenmesi gerektiği düşünüyorum,” sözlerini kullandı. Tarihimiz yaşatılması, kültürel değerlerimize sahip çıkmak adına önemli bir çalışma olması dikkat çekiyor.

Kobi-Line Haber Merkezi
www.kobi-line.com.tr